ISO (Uluslararası Standartlar Organizasyonu) belgelerini almanın yeni revaçta olduğu yıllardı. İhalelere gireceğiz, ISO lazım. Şirket yöneteceğiz, ISO lazım. Üretim yapacağız, yine ISO lazım. Yetkililere “Nedir bu ISO?” diye soruyorum. Diyorlar ki "Yaptığını yazacaksın, yazdığını yapacaksın." Eee, güzelmiş diyorum bu iş, tam bana göre, yazmak da benim işim, yapmak da.
Tabii konumuz ISO değil, ne yazıyorum, ne uyguluyorum konusu.
Sosyal medyada öyle okkalı cümleler söylüyorum, alıntılıyorum, paylaşıyorum ki, bazen Mevlana'yım, bazen Şems, bazen Sezai Karakoç'um, bazen de Necip Fazıl veya Şirazi'yim. Alıntılarımın yanı sıra kendi söylediklerim de okkalı!
Dost şöyle olmalıymış, arkadaş böyle, sevgili isen zaten on numara, beş yıldız olacaksın, yetmez, ağzınla kuş tutacaksın. Tüm bunlar karşıdaki olacak, siz sakın üzerinize alınmayız, yazan herkes hepimizin en mükemmeli zaten. Ben de öyle güzel cümleler var ki görseniz, size kendimi anlatsam, melek zannedersiniz. Hatta karşıdakini bir anlatayım, o yok mu o, ah ahh yerden yere vururum da ne mübarek adam dersiniz, bana. Arkadaşımsanız, dostumsanız benim her şeyime katlanacaksınız. Katlanmayın siz bilirsiniz, bir görün neler paylaşıyorum. Artık dostluğunuz mu, arkadaşlığınız mı kalıyor bir bakın.
Hele bir profilime bakın. Özlü sözler o biçim. Namaz saatlerini asla kaçırmam. Güven bende, adalet bende, vicdan bende. Anne veya babayım; mükemmel çocuk yetiştiririm, her daim onlara zaman ayırırım. Hatta onlara zaman ayırmamdan dolayı size zaman ayıramam, sakın ha buna sitem etmeyin, fena paralarım. Bu arada size zaman ayıramadığım hallerde siyasete, spora, sosyal hayata zaman ayırıyorsam, sakın yükselme hırsımdan, kariyer yapmak istediğimden anlamayın, tamamen sizler için kendimi feda ediyorum.
Sizce de itici, yapay, samimiyetsiz değil mi? Yazılarımı kendime yazmayı tercih ediyorum, siz üzerinize alınmayın. İsterseniz de alının. Sana yazıyorum, önce insan diyen, sana yazıyorum önce memleketim diyen, sana söylüyorum benden güvenli dost yok diyen, sana söylüyorum mükemmel anneyim, babayım diyen, makamı mevkisi olan herkese söylüyorum. Biz bırakalım ISO 'yu da, yaptıklarımızı yazalım, yazdıklarımızı da uygulayalım. Hatta bizim için yazılmış, hazır olana uyalım, belgemizi de ahirette alalım, İnşallah. Birbirimizi Allah için uyaralım.
Kalın sağlıcakla.