Depremler genellikle kırıkların (fay hatları) çatlamasıyla oluşur. Bunun yanı sıra volkanik faaliyetler, toprak kaymaları, mayın patlamaları veya nükleer testler sonucunda da gerçekleşebilir.
Aristo depremlerin "yer içinde sıkışan gazların kasılmaları sonucu oluştuğunu" söyler.
İki vikipedibilgisinden ne çıkarıyoruz? Depremler doğal da olabilir yapay da. Sıkışan gazlar insanda da, toplumda da, doğada da tahribata yol açıyormuş.
Türkiye bir deprem bölgesi ve özellikle İstanbul’da 7 ve üzeri iki deprem, iki fay hattında bekleniyor. Peki 17 sene geçti son depremden, biz buna önlem aldık mı? Sürekli tv lerde uzmanlar yorumlar yapıyor, olası depremin habercisi diye. Önceden bilsek ne olacak, evlerimiz, iş yerlerimiz, okullarımız güvenli mi, tedbirlerimizi aldık mı? Depremde ne yapacağız, telekominikasyon hazırlık yaptı mı, nerelerde toplanacağız ve tatbikat yaptık mı? Kime güveneceğiz, kim bizi yönlendirecek, ekipleri kurduk mu?
Bunlara hazırsak, deprem olmuş, artçı, öncü olmuş çok da farketmeyecek.
Deprem terimini aslında dilimizde sık kullanıyoruz. Ailede deprem, siyasi deprem, sosyal deprem. Bunlarda da hep aynı yöntem geçerli değil mi?
Siyasi deprem yaşamamak için tedbirli olmak gerekmiyor mu? Ekip başının sağlam olması, sağlam durması, yerinde, mevzinde olması gerekmiyor mu? Güçlü, sağlam altyapı kurarsa sarsıntıların onu yıkamayacağını bilmiyor mu? Başarılı olanların bu sayende olduğunu görmüyor mu?
Örnekleri uzatmak mümkün. Bence siz, siz olun tedbiri, güveni, birliği, dirliği elden bırakmayın. Dedikodu, fitne, fesata kulak vermeden yola devam etmek lazım.
Kalın sağlıcakla...