Hikaye malumdur hepimizce. Hz. İsa’ya zina etmiş iddiasıyla bir kadın getirilir. Hz. İsa’dan kadını cezalandırması istenir. Burada amaç aslında Hz. İsa’yı sınamaktır. Çünkü kendinden önceki Nebi Hz. Musa’nın şeriatına göre zina eden kadının taşlanması gerekir. Diğer taraftan Hz. İsa sürekli merhameti, merhametli olmayı, iyiliği, iyilik yapmayı tavsiye etmektedir. Kadını taşlatsa kendi merhamet anlayışıyla örtüşmeyecek, taşlatmasa Hz. Musa’nın şeriatına ters düşecektir. Hz. İsa o esnada yere bir ayna çizer ve herkesin buraya bakmasını ister. Aynada insanların yapıp ettiği her şey, bütün günahlar apaçık görünmektedir. Hz. İsa yerinden kalkıp: “İlk taşı günahsız olan atsın.” der. Başını çevirip baktığında etrafında taş atacak hiç kimseyi bulamaz. Herkes aynada kendini görmüştür. Taş atabilecek bir tek günahsız kimse yoktur ortalıkta. Herkes bir taraflara kaçışmıştır.
İlginç değil mi? Günümüzde de bu tür olaylara sık sık rastlamıyor muyuz? Gücü elinde bulunduran, bulunudurmayan, bulunduramayan, çekemediğine iftira atmakta, taşlamakta ustalaştı .
Seçim dönemini düşünün, aday adaylığı başladığında itibaren bir sürü sahte sosyal medya hesabında türlü türlü suçlamalarla birbirlerine taş atmalar. Güç eline geçinde eleştirdiği herşeyi kendi de yapan insanlar. Paralel suçlamaları yapan, daha bir kaç gün önceye kadar aynı sistemin içinde olanlar... Ne ilginç değil mi?
Bir hikaye daha var, bu konuya yakın galiba. İki kör dolma yiyorlar. Biri, diğerine "ikişer ikişer yeme" diyor, diğeri şaşırıyor. "Sen de körsün nasıl anladın ikişer ikişer yediğimi," diyor. O da "ben de öyle yapıyorum, ondan anladım," diyor.
Eleştiri yaparken insaf ölçüsünü kaçırmayalım. Birbirimiz eleştirirken, "ben o durumda olsam ne yapardım" ı düşünüp karar verelim.
Kalın sağlıcakla...