
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ordu’nun Altınordu ilçesi Gökömer Mahallesi’nde zirai dondan etkilenen fındık bahçelerini ziyaret ederek üreticilerle bir araya geldi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, yaşanan don olayları nedeniyle üreticilerin büyük zarar gördüğünü ve bu yıl fındık rekoltesinin ciddi şekilde düşeceğini ifade etti.Beraberindeki Ziraat Odası Başkanları ve üreticilerle basın açıklaması yapan Bayraktar, "Zarar gören çiftçilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz ve yaraların sarılması için sürecin yakından takipçisi olacağız" dedi."Mart kapıdan baktırmıyor artık"
İklim değişikliğinin etkilerine dikkat çeken Bayraktar, mevsim geçişlerinin belirsizleştiğini ve bu durumun tarımsal üretimi olumsuz etkilediğini söyledi. Bayraktar, "Şubat’ta cemre düşüyor, ardından sıcaklıklar artıyor. Çiftçi bahçesine gidiyor, budamasını yapıyor, gübresini veriyor. Bahçeler uyanıyor, tomurcuklar patlıyor. Ancak tam o sırada 20 Mart’ta ve ardından 11 Nisan’da don yaşıyoruz. Sahada yaptığımız tespitlerde yüksek kesimlerde rekoltenin çok düşük olacağını gördük. Bazı yerlerde yüzde 100’e varan zarar var" ifadelerini kullandı."Üretici borçlarını ödeyemez hale gelir"
Zarar gören üreticilerin borç yükü altında ezildiğini belirten Bayraktar, destek çağrısında bulundu: "Bu üretici desteklenmezse bu zararın altından kalkamaz. Borçlarını ödeyemez. Banka borcu, tarım kredi borcu var. Bu borçların yapılandırılması ve yeni kredi imkanlarının sağlanması gerekiyor. Ayrıca don olan yerlerde sigorta kapsamı dışında kalan üreticilerin de desteklenmesi şart.""Fındık stratejik bir ürün"
Fındığın sadece ekonomik değil, sosyal açıdan da Karadeniz Bölgesi için stratejik öneme sahip olduğunu vurgulayan Bayraktar, “2024 yılı fındık ihracatı 2 milyar 350 milyon dolara ulaşmış. Ancak bu yıl rekolte düşük. Bu nedenle ihracat gelirinde düşüş yaşanacak. Fındık varsa Karadeniz’de hayat var, yoksa göç var. Bahçelerin ayakta kalması için üreticinin desteklenmesi gerekiyor” diye konuştu.Kahverengi kokarca uyarısı
Bayraktar ayrıca, don zararı dışında kahverengi kokarca zararlısının da rekolteyi tehdit ettiğine dikkat çekti. “Sıcaklarla birlikte bu zararlı yeniden yayılmaya başladı. Bazı çevrelerin rekolteyi yüksek göstermeye çalıştığını görüyoruz. Bu açıklamaların amacı fiyatları aşağı çekmek. Gerçek rakamlar üzerinden konuşmalıyız” dedi.
İklim değişikliğinin etkilerine dikkat çeken Bayraktar, mevsim geçişlerinin belirsizleştiğini ve bu durumun tarımsal üretimi olumsuz etkilediğini söyledi. Bayraktar, "Şubat’ta cemre düşüyor, ardından sıcaklıklar artıyor. Çiftçi bahçesine gidiyor, budamasını yapıyor, gübresini veriyor. Bahçeler uyanıyor, tomurcuklar patlıyor. Ancak tam o sırada 20 Mart’ta ve ardından 11 Nisan’da don yaşıyoruz. Sahada yaptığımız tespitlerde yüksek kesimlerde rekoltenin çok düşük olacağını gördük. Bazı yerlerde yüzde 100’e varan zarar var" ifadelerini kullandı."Üretici borçlarını ödeyemez hale gelir"
Zarar gören üreticilerin borç yükü altında ezildiğini belirten Bayraktar, destek çağrısında bulundu: "Bu üretici desteklenmezse bu zararın altından kalkamaz. Borçlarını ödeyemez. Banka borcu, tarım kredi borcu var. Bu borçların yapılandırılması ve yeni kredi imkanlarının sağlanması gerekiyor. Ayrıca don olan yerlerde sigorta kapsamı dışında kalan üreticilerin de desteklenmesi şart.""Fındık stratejik bir ürün"
Fındığın sadece ekonomik değil, sosyal açıdan da Karadeniz Bölgesi için stratejik öneme sahip olduğunu vurgulayan Bayraktar, “2024 yılı fındık ihracatı 2 milyar 350 milyon dolara ulaşmış. Ancak bu yıl rekolte düşük. Bu nedenle ihracat gelirinde düşüş yaşanacak. Fındık varsa Karadeniz’de hayat var, yoksa göç var. Bahçelerin ayakta kalması için üreticinin desteklenmesi gerekiyor” diye konuştu.Kahverengi kokarca uyarısı
Bayraktar ayrıca, don zararı dışında kahverengi kokarca zararlısının da rekolteyi tehdit ettiğine dikkat çekti. “Sıcaklarla birlikte bu zararlı yeniden yayılmaya başladı. Bazı çevrelerin rekolteyi yüksek göstermeye çalıştığını görüyoruz. Bu açıklamaların amacı fiyatları aşağı çekmek. Gerçek rakamlar üzerinden konuşmalıyız” dedi.