
Ordu’da otizm alanında faaliyet gösteren ilk sivil toplum kuruluşu olan Benden Sonra Otizmle Yaşam Derneği, çalışmalarına başladı. Dernek Başkanı Funda Sağesen, hem bir psikolojik danışman hem de otizmli bir bireyin annesi olarak derneğin kuruluş sürecini ve hedeflerini anlattı.“Ordu’da otizmle ilgili herhangi bir dernek yoktu. Bu ciddi bir ihtiyaçtı. Psikolojik danışmanlar, doktorlar, öğretmenler, özel eğitimcilerle bir araya geldik ve bu çocukların hayatın içinde yer almalarını sağlamak için derneğimizi kurduk” diyen Sağesen, otizmli bireylerin sosyal yaşamda karşılaştıkları sorunlara çözüm üretmeyi hedeflediklerini vurguladı.“Biz Kimiz?”
Derneğin tanıtım lansmanında konuşan Başkan Sağesen, “Bugün burada ‘biz kimiz, neden buradayız?’ sorularına cevap vermek için toplandık. Üniversitelerle iş birliği içindeyiz. Özel eğitim bölümü öğrencileri, otizmli çocuklarımızla birebir uygulamalı çalışmalar yapacak. Bu sayede hem kendileri deneyim kazanacak hem de çocuklarımıza rehberlik edecekler” dedi.“Üniversite Desteğiyle Büyüyeceğiz”
Ordu Üniversitesi ile ortak projeler yürüttüklerini kaydeden Sağesen, “Akademisyenlerle birlikte hareket ediyoruz. Ailelere yönelik ‘psikolojik sağlamlık atölyeleri’ kuracağız. Tanıdan itibaren ailelerin yanındayız. Üniversite öğrencileri bu süreçte bizlere destek olacak” diye konuştu.“Otizmi Bilmek Yetmez”
Otizmin toplumda yeterince bilinmediğini vurgulayan Sağesen, “Otizm bir sosyal iletişim bozukluğudur. Onlara nasıl yaklaşılması gerektiğini öğrenmemiz gerekiyor. Farkındalık sadece ‘otizmli birey’ demek değildir; nasıl iletişim kurulacağını, nasıl destek verileceğini bilmemiz gerekir” diyerek farkındalık çalışmalarının önemine dikkat çekti.“Yaşam Atölyeleri ve Akademik Destek”
İlerleyen dönemde farklı üniversitelerden akademisyenlerle birlikte geniş katılımlı seminer, panel ve sunumlar düzenleyeceklerini belirten Sağesen, “Yaşam atölyeleriyle hem bilgilendirme hem de sosyal entegrasyon sağlayacağız. Toplum olarak otizmle yaşamayı öğreneceğiz” dedi.“Otizmli Dehalar Ortaya Çıkacak”
Otizmli bireylerin sahip oldukları özel yeteneklerin topluma kazandırılması gerektiğini ifade eden Sağesen, “Duy bütünleme çalışmalarıyla aralarındaki dehalar da ortaya çıkacak. Müzik, resim, matematik ya da farklı alanlarda olağanüstü yetenekleri olan bu çocuklar toplumda hak ettikleri yeri bulacak. Bu, sosyal olduğu kadar ekonomik fayda da sağlayacaktır” dedi.