Efsaneye göre, adamın birinin erkek çocuğu olmazmış. Karagöl’de de çocuğu
olmayanların dua edip dilek tuttuğu bir ziyaret yeri varmış.Yaz zamanı, adam eşiyle birlikte çocuğum olsun diye oraya gider ve orada Allah’a: “Allah’ım sen bize bir oğlan evlat verirsen sana getirip bir kurban keseceğiz.” diye adak adamışlar.
Sonunda bunların bir oğlu olmuş. “Bir sene sonra kurban getirin demişler.” Ertesi
yıl, Karagöl’de, daha kadın hamileyken bir kurban kesmişler. Ondan sonra bu
çocuk büyümüş, delikanlı olmuş ve ailesi onu bir kızla evlendirmiş.
Bir gün demişler ki, “Karagöl’e ziyarete gidelim.” Tabii, çocuk bilmiyormuş ne
olacağını. Bunlar yaylaya gidip ziyaret yerine vardıkları zaman orada kurbanlarını
keserler ve sonra kurbanın bütün organlarını; başını, ayağını, bağırsaklarını bu göle
atarlarmış. O zamana kadar oraya hiç gitmemiş olan adamcağız, “Karagöl’e
giderken ben de kurban götüreyim.” demiş.
Oraya varınca kurbanını kesip, yiyip içmişler. Oğlan gölün etrafında gezerken göl
bir anda patlamış. Hiç kimsene olduğunu anlayamamış. Her yeri ansızın bir duman
kaplamış.
Biraz sonra duman ağır ağır çekilmeye başlamış ama bir de bakmışlar ki oradan
alınan oğlan yok. Aramışlar, taramışlar ancak oğlan ortalıkta yokmuş. Sakallı hacı
kocamanlara, büyüklere sormuşlar, danışmışlar ve onlardan şu cevabı almışlar:
“Buradan alınan çocuğu, buraya geldiği anda göl geri alır.”
Kaynak:Erol Akkuş/Ordu Efsaneleri
olmayanların dua edip dilek tuttuğu bir ziyaret yeri varmış.Yaz zamanı, adam eşiyle birlikte çocuğum olsun diye oraya gider ve orada Allah’a: “Allah’ım sen bize bir oğlan evlat verirsen sana getirip bir kurban keseceğiz.” diye adak adamışlar.
Sonunda bunların bir oğlu olmuş. “Bir sene sonra kurban getirin demişler.” Ertesi
yıl, Karagöl’de, daha kadın hamileyken bir kurban kesmişler. Ondan sonra bu
çocuk büyümüş, delikanlı olmuş ve ailesi onu bir kızla evlendirmiş.
Bir gün demişler ki, “Karagöl’e ziyarete gidelim.” Tabii, çocuk bilmiyormuş ne
olacağını. Bunlar yaylaya gidip ziyaret yerine vardıkları zaman orada kurbanlarını
keserler ve sonra kurbanın bütün organlarını; başını, ayağını, bağırsaklarını bu göle
atarlarmış. O zamana kadar oraya hiç gitmemiş olan adamcağız, “Karagöl’e
giderken ben de kurban götüreyim.” demiş.
Oraya varınca kurbanını kesip, yiyip içmişler. Oğlan gölün etrafında gezerken göl
bir anda patlamış. Hiç kimsene olduğunu anlayamamış. Her yeri ansızın bir duman
kaplamış.
Biraz sonra duman ağır ağır çekilmeye başlamış ama bir de bakmışlar ki oradan
alınan oğlan yok. Aramışlar, taramışlar ancak oğlan ortalıkta yokmuş. Sakallı hacı
kocamanlara, büyüklere sormuşlar, danışmışlar ve onlardan şu cevabı almışlar:
“Buradan alınan çocuğu, buraya geldiği anda göl geri alır.”
Kaynak:Erol Akkuş/Ordu Efsaneleri