Bu yazıyı okumaya başlarken lütfen hepsini okumadan geçmeyin sizde çok etkileneceksiniz..
Sizin hiç çocuğunuz öldü mü?
Onun ölüsünü görüp,
Soğuk bedenine kapanıp ağladınız mı?
Benim çocuğum öldü…
İşte o anda bedenimde kanım dondu.
İliklerim kemiklerimden çekildi.
Hayat damarlarım kurudu,
Boğazım düğüm düğüm oldu.
Yer ile gök yer değiştirdi.
Orada upuzun yatan bendim
Onunla ölmüştüm,
Yaşam anlamını yitirmişti.
Yüreğim kan ağlıyordu.
Bedenimin içi boşalmıştı.
İşte dostlar,
O günden bu yana
Ben bu mezar başında
Onu, yavrumu bekler oldum.
İçi boş bir bedenle dolaşır oldum.
Benden geçti yaşamak,
Geçti gülmek.
Unuttum o eski kahkahaları.
Yaşamak için değil, ölmek için yaşıyorum.
Uyuyorsam; rüyamda onu görmek,
Onu koklamak için uyuyorum.
Yavrusuz olmuyor dostlar, olmuyor
Dünya boşa dönüyor.
Cumartesi gecesi yaşadığımız terör olaylarının ardından olay yerinde, hastanelerde, adli tıp kurumu önünde çocuklarını arayan aileleri televizyonlardan gördük. Nasıl çaresizlik içinde oradan oraya koşturup bir haber almanın peşinde idiler. Daha gencecik polislerimiz, kimi bekar, kimi yeni evli ve sivil vatandaşlar, öğrenci, bankacı, çocuklarının acı haberini alan aileler yıkılıyor.
Üzerine yazılacak çok da birşey yok. Şair Özlem Şahin’in yazdığı yukarıdaki şiir herşeyi anlatıyor. Doktor adayı gencimizi görünce hanginizin yüreği titremedi. Ya bankacı kardeşimizi, ya da işletme son sınıfta okuyan evladımızı düşünerek yukarıdaki şiiri bir daha okuyun bence.
Teröre hep beraber lanet okuyoruz. Artık bu kan dursun istiyoruz. Kim buna destek oluyorsa, yapıyorsa Allah’ım da aynı acıları onlara yaşatsın. Tek dertleri, büyüyen, güçlü Türkiye’ye engel olmak. Onların bilmedikleri aslında yakın zamanda öğrendikleri, çocuklarını, canlarını kaybeden ailelerin bile nasıl metanetle, dirayetle durduğunu görsünler. Biz bu vatanı size vermeyeceğiz.
Uyanık olalım, diri olalım, bir olalım ve çok çalışalım.
Kalın sağlıcakla...