Türkiye'de eğitimli gençler arasındaki işsizlik oranı yüzde 24 rakamına ulaştı. Yani, okuyan her dört gençten birisi işsiz.
Bu durum, eğitim sistemi ile ekonomi arasındaki kopukluğun en önemli göstergesidir. Eğitim sistemimiz, üretim ve tüketim birimlerinin talep ettiği elamanı yetiştirmiyor. Aksine, siyasal sistemin ve ailelerin tercihlerine göre eğitime hizmet ediyor.
Türkiye'de, teknik lise seviysinde eğitim almış insana ihtiyaç var. Mekanik, kimya, elektrik, elektronik ve hizmet sektöründe bu ihtiyaçlar "pratikten gelenler" ile karşılanıyor.
Talep olmasına rağmen, gençler neden Teknik Liseleri tercih etmiyor?
Önemli nedenin başında aileler geliyor. Türkiye'de 1,5 milyondan fazla aile, çocuklarını İmam Hatip Liselerine gönderiyor. Genellikle bunlar köylü ve orta sınıf ailelerden oluşuyor. İmam olsun diye bir beklentileri yok. Çocuk dinini öğrensin istiyor.
Devlet de İmam Hatip okullarına önem veriyor. Her yıl bir milyondan fazla İmam Hatip Liseleri mezun veriyor. Tamamı gizli işsiz olarak ekonomiye katılıyor.
Diğer bir sorun ise yüksek öğrenimden geliyor.
Düz Liseyi bitiren genç, okulu bitirince "mesleksiz olduğunu" anlıyor. Üniversiteye girerek "meslek sahibi olacağını" zannediyor. Halbuki üniversiteler "araştırma" kurumları olup çok azı meslek veriyor.
Üniversite bitiren genç ekonomide karşılığı olmayan bir eğitim aldığını öğrendiği zaman, iş işten geçiyor. Eğitimli işsizlik denilen ve fakat realitede, mesleksiz gençler yetiştiren eğitim sisteminin sorunları yaşanıyor.
Eğitim sistemi ile ekonomi arasında, koordinasyon kurulmadığı için eğitimli işsizlik önlenemiyor.