Fındık meselesi Tükiye'nin yeni sorunu değildir. Türkiye fındık ihraç ederek, Osmanlıdan devr aldığı borçları 1954 yılında bitirmiştir. Yine bu ülke, Rusya'ya fındık satarak, Aliağa Rafinerisi, İskenderun Demir Çelik Fabrikaları ve Seydişehir Alüminyum Tesislerinin borcunu ödemiştir.
Türkiye yokluk yıllarında fıindık satarak, 25 cente muhtaç olan ülkenin, yurt dışındaki temsilciliklerinde çalişanlara maaaş ödemiştir.
1980 yilına kadar Türkiye'nin toplam ihracatının yüzde 70'ini fındık karşılıyordu. Fındık müstahsili Türkiye'nin zor günlerinde emeğinin karşılığını alamadığı halde devletine ve milletine karşı çıkmamıştır.
Devlet "ekonomik yararı" fark etmiş ve fındık üreticisini Fiskobirlik kanalıyla desteklemiştir. Ancak, her desteklemede olduğu gibi, uygulamada kötüye kullanma gecikmemiştir. Fiskobirlik ve kredi açan bankalar kötüye kullanmanın bedelini ağır ödemiştir.
Sorunu çözmek üzere 16.6.1983 yılında Fındık Kanunu çıkarıldı. Bu kanun "Fındık üretim alanlarıni kısıtlıyor ve yeni fındık dikimini izne" bağlıyordu. En büyük yanlışlık "fındık üretim alanlarının tesbitini Bakanlar Kuruluna bırakmak" oldu.
Yürütmeyi temsil eden Bakanlar Kurulu, yasanın uygulanmasını kadük hale getirdi. Yamaç ve erozyona tabi Karadeniz bölgesindeki topraklar yerine fındık üretimi Sakarya, Terme gibi düz ovalarda yapılmaya başlandı. Yasanın talep ettiği "izin kavramı" dikkate dahi alınmadı.
İstediğiniz yasayı çıkarınız. Önemli olan uygulamadır. Uygulamadaki yanlışlıklar bu güne geldi. Yasa yapılırken, TBMM kendi yetkisini yürütmeye bırakmamalıdır. Bıraktığı taktirde sorun derinleşiyor. Zamanla siyasal toplumun omuzuna yük oluyor.
Yapılacak iş bellidir.
2844 sayılı yasanın yeniden ele alınması ve "fIndık üretim alanlarınının belirlenmesi" gerekiyor. Bu konuda uzman olan, eski Müsteşar ve halen Sayıştay üyesi Necdet Topçuoğlu, devletin itabar edecegi kişi olarak görevini sürdüruyor.