101. YILDÖNÜMÜ KUTLANDI

TAKİP ET

18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 101. Yıldönümü, Ordu Valiliği’nce hazırlanan program çerçevesinde gerçekleştirilen törenlerle kutlandı.

Garnizon Şehitliği’ne Çelenk Sunuldu

18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 101. Yıldönümü Kutlama Programı kapsamında ilk tören, Eskipazar mevkiinde bulunan Garnizon Şehitliği’nde yapıldı.

Garnizon Şehitliği’ndeki Anıta, Vali Vekili Ahmed Akın Varıcıer, Garnizon Komutanı Jandarma Albay Garip Gümüş, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Av.Ahmet Çoruh, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Ordu Şube Başkanı Hasan Kaplan, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Ordu Şube Başkanı Mehmet Ali Gümüşkaya, Polis Şehit Aileleri ve Gazileri Derneği Başkanı Şenel Şahin tarafından çelenk sunuldu.

Garnizon Şehitliği’ndeki tören, saygı duruşunda bulunulması, İstiklal Marşı’nın okunması

ve saygı atışı ile devam etti.

Garnizon Şehitliği’nde düzenlenen törende, günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Jandarma Yarbay Atamer Yeşil yaptı.  Atamer Yeşil konuşmasında, ”Çanakkale zaferiyle birlikte şehitler günü diye de ithaf ettiğimiz bu zafer gününde tarihin her döneminde kutsal vatan topraklarını canları pahasına müdafaa ederek makam ve mevkilerin en yücesi şehitlik mertebesine ve onuruna erişen tüm şehitlerimizi minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıraları önünde ve manevi huzurlarında saygı ile eğiliyoruz.  Sözlerime terör ile mücadelede 1993 yılında Hakkari’de şehit verdiğimiz jandarma komando onbaşı Zekeriya Gözyuman şehit düştüğünde üzerinden çıkan şu dizelerle son vermek istiyorum. ‘Olur ya bir çatışmada ölürsem arkamdan yas tutmayın. Bırakın toprağımda rahat içinde yatayım. Bedenimden komandomu çıkarmayın onlar benim gururumdur. Botlarımı çıkarmayın onlar nice yolları aşar şehit olursam sırat köprüsünden geçecek. Elimden tüfeği almayın o benim namusumdur. Ölünce mezarıma sembol olacak yaramın kanını silmeyin. Ahirette hesabı sorulacak. Göğsümden kör kurşunu çıkarmayın o benim madalyam olacak’ Ruhları şad olsun” dedi.

Şehitlik Özel Defteri’ne günle ilgili duygularını yazan Vali Vekili Ahmed Akın Varıcıer, “Vatanımız için canlarını feda eden aziz şehitlerimiz,  milletimizin her ferdi bıraktığınız emanetin değerinin şuuru içindedir. Bu şuurla aziz hatıranızı geleceğe taşımak için çalışıyoruz. İnanıyoruz ki, yarınlarımız daha güzel ve daha parlak olacaktır. Şehitleri anma günü ve Çanakkale zaferinin yıldönümünde başta gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ebediyete intikal eden bütün kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. Ruhunuz şad olsun” dedi.

Şehitler İçin Dua Edildi

Daha sonra Vali Vekili Ahmed Akın Varıcıer  ve protokol mensupları, 8 Ağustos 2010 tarihinde  Mardin’in Nusaybin İlçesinde mayın patlaması sonucu şehit düşen ve Garnizon Şehitliği’ne ilk defnedilen şehit olan Uzman Çavuş Zeki İnan, 5 Eylül 2012  tarihinde Afyonkarahisar’da mühimmat deposunda meydana gelen patlamada şehit olan Uzman Çavuş Cüneyt Akkuş ailesinin isteği üzerine Merkeze bağlı Oğmaca Köyü’ndeki aile kabristanlığından alınarak Garnizon Şehitliğine defnedilen ve 20 Haziran 1992’de Ağrı Dağı’nda arama tarama operasyonu sırasında görevi

tamamlayarak geri dönerken yolda terör örgütü tarafından pusuya düşürülerek
şehit düşen Doğan Gökbulut ile 1986 yılında Denizli’nin Sarayköy ilçesinde şehit düşen mezarı Kabadüz ilçesinde bulunan ve naaşı daha sonra Garnizon Şehitliği’ne getirilen Astsubay Kıdemli Üstçavuş Hasan Tarakçı’nın kabrine karanfil bıraktı ve şehitlerin yakınları birlikte tüm şehitler için Kur’an-ı Kerim okunarak dua edildi.

18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferinin 101. Yıldönümü Anma Törenlerine, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen programla devam edildi.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda bir konuşma yapan Vali Vekili Ahmed Akın Varıcıer, “18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 101. yıldönümü vesilesiyle bir araya geliyoruz. Onların duyguları tarif edilemez. Onları anlayabilmek için ciddi anlamda empati kurmak gerekiyor. Bu empatiyi de ancak milli şuurla kurabiliriz. Milli şuurun gençlerimize ve çocuklarımıza kazandırılması noktasında değerli eğitimcilerimize, anne ve babalarımıza çok büyük görevler düşüyor. Bundan yıllar evvel bir Japon heyeti Türkiye’ye gelir ve o zamanki milli eğitim bakanımızı ziyaret eder, konu milli şuura gelince Japonlar derler ki biz çocuklarımıza milli şuuru aşılama noktasında ciddi gayret gösteriyoruz. Örnek olarak ta şunu söylerler derler ki daha ilkokul çağına bile gelmeden çok küçük yaşta çocuklarımızı uçak kadar hızlı giden hızlı trenlere bindiririz başları döner teknolojiden onları alırız fabrikalara götürürüz robotların çalıştığı fabrikalara giderler sarhoş olurlar teknolojinin üstünlüğünden ve çok keyif alırlar ve adeta şok yaşarlar. Bizde deriz ki işte bakın çalışmanın karşılığı bu çalışıp böyle güzel eserler ortaya koyduğunuz zaman güçlü olursunuz sizde çalışın ve geleceğe daha iyi eserler bırakarak ülkenize katkı sağlayın sonra bu çocukları alırız Hiroşima ve Nagazaki’ye götürürüz derler ne vardır orda atom bombası atılmıştır yerle bir olmuş ot bile artık bitmeyen perişan bir bölge çocuklar orda ikinci bir şok yaşarlar bu seferde derler ki çalışmazsanız, başarılı olmazsanız düşmanlarınız çok olur ve sizi böyle perişan ederler der bizim ekipten komisyondan birisi bizim Hiroşima’mız, Nagazaki’miz yok ki gibisinden bir talihsiz ifadede bulunur ve Japon da derki sizin Çanakkale’niz var. Metrekareye 6 bin mermi düşen, 72 buçuk milletin saldırdığı ve en kötü zamanınızda ona karşı koyabildiğiniz bir Çanakkale destanınız var yetmez mi der. Tabi bu ifadeyi bir Japon’dan duymak daha talihsiz bir durum ama bizim gençlerimize, çocuklarımıza vermemiz gereken istikametin bu olduğunu sadece bu değil tabi milli ve manevi değerlerimizi de aşılamak mecburiyetinde olduğumuzu bir kere daha anlıyoruz. Çocuklarımız ve gençlerimiz atalarının imkansızı nasıl başardığını bilmek ve bunu hayatlarına uyarlamak mecburiyetindeler çok küçük yaşta bilinç altına bunu yerleştirmek mecburiyetindeyiz yoksa gündelik uğraşlar içerisinde çocuklarımıza milli şuur kazandırmanın çok da imkanı görünmüyor” diye konuştu  

Atatürk Kültür Merkezi  anma programı ‘Çanakkale Bir Destandır’ adlı kısa belgesel sunumu ile 18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 101. yıldönümü nedeniyle düzenlenen resim, şiir, kompozisyon dalında dereceye giren öğrencilere  Vali İrfan BALKANLIOĞLU ve diğer protokol üyelerinin ödüllerini vermesiyle devam etti.

Anma programı, “Çanakkale” isimli dramanın sahnelenmesi, resim, şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye giren öğrencilerin ödüllerinin verilmesi ve Penbe-İzeet Şahin Güzel Sanatlar Lisesi öğretmen ve öğrencileri tarafından hazırlanan anma programının sunumuyla sona erdi.