BU DA LAZIM OLUR ATMAYAYIM

TAKİP ET

Şeyma YANIK/ Psikolog

Evet bu sıcak yaz günleri için bir tatil planı yaptınız ve yola çıktınız. Tam yolu yarıladınız o da ne içinize bir kurt düştü: “Acaba ütüyü fişten çektim mi, kapıyı kilitlemiş miydim? Hayır, emin değilim; hadi geri dönelim...”

Halk arasında “takıntı” olarak bilinen “Obsesif Kompulsif Bozukluk” yeni adıyla “Saplantı-Zorlantı Bozukluğu”  bu ve türevleri hikâyelerle günlük hayatımızda sıklıkla karşımıza çıkan bir bozukluktur. “Bir vesvese yüzünden sen de bizi hemen hasta yaptın.” diyebilirsiniz. Ama durum sizin düşündüğünüz gibi bir vesvese ya da temkinli olmak olmayabilir. O zaman bakalım neymiş bu OKB:

OKB bir tür anksiyete yani kaygı bozukluğudur. Kişinin kafasından atamadığı, istenmeyen takıntılı düşünceler (obsesyon) ve bunlara eşlik eden davranışlardan (kompulsiyon) oluşan ruhsal bir bozukluktur. Obsesif-Kompulsif Bozukluğu olan kişiler saplantılarının ve takıntılarının gerçek dışı veya manasız olduğunun farkında olabilirler, ancak kendilerini yapmaktan alıkoyamazlar. Neden yaptıklarını sorduğunuzda; yapmadıklarında kendilerini huzursuz hissettiklerini ya da başlarına bir şey geleceğini düşündükleri için yaptıklarını anlatan cevaplar vereceklerdir. Yani, aslında yan komşunuz fazla titiz olduğu için ellerini günde 20 defa çamaşır suyuyla yıkamıyor. Görülmeyen bir kirlenme obsesyonu görülen bir temizlik kompulsiyonu var.

OKB, önceleri nadir görülen bir hastalık olsa da son araştırmalar bu durumu desteklemiyor. Öyle ki günümüzde her 100 kişiden 2-3’ünde görülüyor. OKB’nin genellikle “temizlik, kuşku ve simetri” etrafında döndüğü düşünülse de aslında bu bozukluğun yelpazesi oldukça geniş. Öyle ki cinsel obsesyonlar, dini içerikli obsesyonlar, dokunma kompulsiyonu, biriktirme ve saklama kompulsiyonları, batıl itikatlar kişiyi toplum tarafından dışlama eğiliminde olduğu için daha fazla gizli tutuluyor. Sevgilinizin gittiğiniz tüm sinema biletlerini saklaması, sizin ona aldığınız çikolata kağıtlarını biriktirmesi romantik gibi görünen ama belki de hastalıklı bir durumdur ne dersiniz?

Tüm ruhsal hastalıklarda olduğu gibi OKB yi de okurken “Ay bende kesin var, ben bunları yapıyorum.” diye düşünebilirsiniz. Evet, çoğunu hepimiz yapıyoruz. Ama bu durumun ruhsal bir bozukluk olabilmesi için sıklığı, süresi, yaşamınızı nasıl etkilediği yani günlük işlevinizi etkileyecek, kısıtlayacak derecede  şiddetli ve yoğun olması asıl önemli olandır. Yani korkmayın düzenli tertipli olmak, kontrol amaçlı kapıları kilitli tutmak hastalık değil.

OKB nedir, ne değildir anladığımıza göre, bu içimizi kemiren farenin nedenlerine bakalım biraz da. Malesef ki ruhsal hastalıkların nedenleri tıbbi hastalıklar gibi net bir temele dayanmayabiliyor. Genellikle varsayımlar üzerinden yorum yapabiliyoruz. OKB’nin de oluşum varsayımlarına baktığımızda genetik faktörler, çocukluk çağı travmaları, kişilik özellikleri ve beyin işlevinde bozulma karşımıza çıkıyor. Titiz, kuralcı, ayrıntıcı ve mükemmeliyetçi iseniz temizlik ve düzen obsesyonuna sahip olmanız hiçte şaşırtıcı olmaz doğrusu.

Günümüzde teknolojinin hızla artması bir bakıma OKB’nin de artmasına neden oluyor desek, yalan söylemiş olmayız herhalde. Açılan fake (sahte) hesaplar,  koyulan filtreli-shoplu fotoğraflar bizi kuşkucu yapmasın da ne yapsın? Kültür de OKB’yi etkileyen en önemli faktörlerden biri. Gelin kaynanasıyla kavga etti ama dediler ki: “Kol kırılır yen içinde kalır, sus kızım, sen gelinsin.” Ee, bizim gelin de vurdu kendini temizliğe. Kaynanasını bi kova çamaşır suyu yerine koydu; sildi de sildi.

Anladık, anlattık hastalığımızı ama nedir bunun tedavisi biraz da buraya değinelim. Öncelikle anlamamız gereken, kişilerin bunları isteyerek yapmadığı olmalıdır. Siz temizlik hastası birinin evini kirlettiğinizde kişi bunu yapmaktan vazgeçmeyecektir. Bu bir hastalıktır ve tedavi edilmelidir. İlaçla tedavi kadar psikoterapi de OKB’nin tedavisinde oldukça önemli bir yere sahiptir. OKB’li kişiler genellikle kaygı verici düşüncelerden kaçarak ve kaçınarak baş etmeye çalışırlar. Aslında kendilerini bir kısır döngüye soktuklarından haberleri yoktur. Kovaladıkça kaçan ateş böceğim misin?

Daha önce de dediğim gibi ruhsal hastalıklar da tıbbı hastalıklar gibi tedavi edilebilir. OKB kişinin elinde olmadan yaptığı saplantı ve zorlantılardır. Eğer çevrenizde OKB’li bir yakınınız varsa tedavi olmasına destek olun. Yazımı, Amerikalı OKB hastası olan Neil HİLBORN’ün aşkını anlattığı yazısından bir kesitle tamamlayayım istiyorum:

“İlk randevumuzda, yemeğimi yemekten ve onunla konusmaktan daha çok yemeğimi renklendirmek üzerinde zaman harcadım… Ama o bunu sevdi. Veda etmek için onu 16 kez öpmemi, çarsamba ise 24 kez öpmemi sevdi. Eve yürümenin benim için sonsuza kadar sürmesini sevdi, çünkü yolumuzun üzerinde bir sürü çizgi vardı.”