Fındık Bahçesinden Çıkan Fenomen

TAKİP ET

Ordulu Sosyal Medya Fenomeni ‘Bizim Kız’ Nurşen Karayanız’ın fındık bahçesinde çektiği bir video ile fenomen olduğu ortaya çıktı.
Tv52 ekranlarında Fatma Meltem Naz’ın sunduğu “Yeni Gün” programına konuk olan Nurşen Karayanız, hayatına dair detaylara yer verirken izleyicilere “Sosyal medyanın süslü yanına aldanmayın!” uyarısında da bulundu.
 “Herkes beni sevecek diye bir şey yok, saygı duyarım” diyen Bizim Kız, güçlü aile bağının başarıya olan etkisinden de bahsederek canlandırdığı karakterlerin dünüyle bugününü de aktardı. İşte o program…
Ordu’da bir dönem mesai yaptığı Tv52’ye konuk olarak dönen Nurşen Karayanız, sosyal medya ve toplumun merak ettiği soruları Gazeteci Fatma Meltem Naz’a cevapladı. Hayatına dair önemli noktalara değinen Bizim Kız Nurşen Karayanız, soruları içtenlikle cevapladı.

Programdan satır başları şu şekilde:
Bizim Kız’ı Anlatır mısın?
“Tv52 benim ilk gözbebeğim. Heyecanlıyım aslında. İlk günkü heyecanımı hiç kaybetmedim. Öğrencilik döneminden sonra ilk iş hayatına yine Ordu’da atıldım. Tv sektöründen öncesinde, 3 yıl öncesinde fındık bahçesinde annemle karşılıklı söyleşmelerimizi kendi aramızda espri olsun diye paylaşmıştık. Sabah bir baktık o video tüm sosyal medyada yayılmış. Daha öncesinde söylem olarak bilinen Bizim Kız’ın büyümesi buradan başladı.
Aslında sosyal medyaya bu derece meraklı değildim; temkinli bir şekilde devam ediyorum. İşte, annemle söylenirken anladım ki aslında tüm anadolu kadınını konu almışız biz. Sonrası da yine toplumsal konular, gelin kaynanana elti görümce muhabbetleriyle devam ederek sosyal medya alanına taşınmış oldu.”
“Karakterlerin Sevilmesi Doğal ve Bizden Oluşundan…”
Gülfidan, Şeker Teyze, Bizim Kız gibi canlandırdığım karakterler var. İnsanlar bu canlandırmalarda o kadar kendilerini buldular ki hem izliyorlar hem de adeta yaşıyorlar o anı. Bağda bahçede o kadar “Bizdenlik, içtenlik” verdik ki benim günlük hayatımı beğenmiyorlar bazen. Saçı başı yapılı, makyajlı hallerimi dışarıda beğenmediklerini de görüyorum. Toplumun her kesiminden karaktere giriyoruz. Bu bir taraftan beni yorarken bir taraftan da beyin aktivitesi yaptırıyor bana, sürekli üretmemi sağlıyor. Sokağa çıkınca insanların bende ne gördükleri ve benden ne istediklerini anlamaya çalışıyorum; buna göre hareket etmeye gayret gösteriyorum. Elbette ki zaman zaman yorgun düştüğüm oluyor. Bir taraftan da iş yüküm artıyor. İnsanların sevgisi, mesajları, oraya buraya beni çekiştiren, fotoğraf çektirmeye çalışan insanlar çok güzel ancak akşam eve gittiğimde “Bırakın beni uyuyayım” diyen bir Nurşen var burada.
“Herkes Sevecek Diye Bir Şey Yok!”
“Sosyal medyada belli bir kitleye ulaştık ya; seven de var sevmeyen de var beni. Her iki kesime de saygı duyuyorum. Ancak öyle insanlar var ki sosyal medyada benim kötü hissetmem için varlık gösteriyor. İyiye de kötüye de teşekkür ediyorum. Bir taraftan da şu var ki bizim milletimiz eleştiri ile hakaretin ne olduğu ayrımını yaparken zorlanıyor. Bana yazılanlarda eleştiri olarak kabul etmem istenen birçok hakaret var. Ben seviyemi düşürmeden tatlı tatlı cevap vermeye çalışıyorum. En keyifli bir anımda gelen “Senin burnun çok büyüdü” gibi mesajlar eleştiriyi öte geçiyor. Ben de cevap vermenin dozunu eccük kaçırabiliyorum bu durumlarda. Herkes beni sevecek diye bir şey yok tabi ki.”

“Aile bağı birbirine samimi olmazsa ve destek vermezse bu derece başarılı bir şey ortaya çıkmaz.Biz ailece bir yerden bir espri yakalıyoruz ve bunu başarı ile ekrana verebiliyoruz. Annem ayrı, annem ayrı herkes kendince bir figür oldu aslında. Ablalarım olsun yengem olsun hepimiz kendi alanında seviliyor ancak bu ayrı ayrı değil. Bizim hepimizi bir seviyorlar. Bizim Kız’ın ailesi olarak biliyorlar. Bu aile bağını, bu bütünlüğü kurmak çok farklı, çok önemli. İşimin güzel gitmesi için de aile bağı önemliydi benim için.”
“Biter Diye Endişem Yok! Heyecan Biterse Sorun Başlar!”
“Biz fındık bahçesinde kendimizi eğlendirirken bir bakıyoruz ki tüm Türkiye’den insanların sevgisini kazanmışız. Bazen ben ne dedim ne yaptım da bu kadar sevgi kazandık diye düşünüyorum tabi. Bu sevgiyi ben heyecanımı yitirirsem kaybederim.”
Hedeflerim…
“Çocukluktan beri bir hayalim vardı. Türkiye’yi gezmek istiyordum hep. Sosyal medya planlarım arasında yoktu aslında. Ama olaylar bu derece gelişince sosyal medyaya ağırlık verdik ve Türkiye turu hayallerini azıcık erteledik. Bunun da bir vakti vardır diye düşünüyorum. Olgun başak gibi olmam lazım ki hayallerime ilerleyeyim.”
Tavsiyeler…
“Ailelere önerim şu ki, çocuklarının ellerine telefonu verip al sosyal medyaya gir demesinler. Yok efendim Nurşen şunu bunu yaptı sen de yap denilmesin. Önce okusun çocuklarımız, sonra hobi olarak yapsınlar sosyal medya işini. Sosyal medyanın süslü yanı sıra çok zor bir tarafı da var, bunu bilsinler lütfen.” ORDU SOSYAL/ Talip Karakoç