Hocam sınırda kaldım 2 puan daha verseniz geçiyorum

TAKİP ET

Toplumda ruhsal bozukluklar insanların birbirlerine hakaret etmek için kullandıkları bir yol haline geldi. Hoşumuza gitmeyen durumlarda karşımızdakine kolaylıkla “sen şizofrensin”,  “senin kişiliğin bozuk” etiketlerini yapıştırabiliyoruz. Bu durumun farklı bir versiyonu olarak da olaylardan ve sorunlardan kaçmak için bozuklukların arkasına saklanabiliyoruz. Kendimize ismi havalı bir bozukluk seçip belirtilerine kendimizi inandırıyoruz. Bu havalı ruhsal bozukluklardan biri de “Sınırda Kişilik” olarak bilinen “Borderline Kişilik Bozukluğu”dur.
Modern psikolojide kişilik bozukluğu tanısı alabimek için bir kişinin sosyal, akademik, mesleki ve duygusal işlevselliğinde bozulma olması gerekir. Her bireyin seneler içinde şekillenen kişilik özellikleri mevcuttur. Kişilik; yaratılış, fıtrat dediğimiz mizaç ve kültürün harmanlanmasıyla oluşan bir kavramdır. Yenidoğan bir bebek  doğası gereği kodlanmış kişilik haritasıyla dünyaya gelir. Bunun üstüne ebeveynlerin tutumlarına kültürel olgular da eklenince kişilik meydana gelir.
Kişilik özellikleri içinde en tehlikeli ama bir o kadar da ilgi uyandıranların başında Borderline Kişilik gelmektedir. Sınırda Kişilik olarak da bilinen Borderline; kişinin kimlik duygusunda, ilişkilerinde ve duygularında yaşanan dengesizlik durumudur. En temel belirtileri yoğun ilişkiler, değişen duygu durum, kendini algılayışta değişen değerler, gerçek ya da hayali bir terk edilmeden çılgınca kaçınmak ve dürtüsel davranışlardır. Borderline risk faktörlerine baktığımızda; kalıtımsal faktörlerin yanı sıra çocukluk döneminde uğranılan cinsel veya fiziksel istismarında Borderline olmayı artırdığı görülmektedir.
 
Kişiler bazen Bipolar Bozukluk ile Borderline Kişilik Bozukluğunu karıştırırlar. Benzer semptomların bulunması sanki aynıymış gibi düşünmemize neden olur. Ancak Borderline bir kişilik bozukluğuyken; Bipolar bir duygu durum bozukluğudur. Bipolar bozuklukta ani duygu değişimleri daha uzun soluklu olur. Mevsim geçişlerinde, birkaç hafta ya da birkaç ay kişi depresyondayken sonraki dönemde harika bir enerjiye sahip olabilir. Borderline kişilerde ise durum daha kısa sürelidir. Bir saat önce sizi  bulutların üstüne çıkartabilirlerken bir saat sonra sizden nefret edebilirler.
Borderline kişilerin güven duyguları çok hassastır. Ayrılık ya da istenenin olmaması durumunda yoğun öfke duyabilirler. Bu kişilerin hayatında gri renge yer yoktur. Hayata siyah ya da beyaz olarak bakarlar. Anlaşılmasının zor olması, teşhis için bir test ve kesin bir tedavinin olmaması Borderline bozukluğun bir mizaç olarak algılanmasına neden olmaktadır. Dünya nüfusunun % 2-3’ünde olduğu bilinen bozukluğun kadınlarda görülme oranı da yüksektir. Tedavisi için psikoterpi, ilaç ve grup tedavisi etkili olabilir.
 Her zaman dediğim gibi bu yazıyı okuyup hemen “bende de var” deyip kendi kendinize teşhis koymayın. Gerektiğinde yaşamınızı ve ilişkilerinizi sağlamlaştırmak için bir uzman desteği alın.