İŞ ADAMI MUSTAFA POYRAZ ORDU İÇİN NELER SÖYLEDİ

TAKİP ET

Poyraz&Poyraz Yönetim Kurulu Başkanı İş adamı Mustafa Poyraz,' Ordu'ya ancak Ordulular yatırım yapar 'dedi. Sağra, Çamsan, Soya'nın dışında Ordu'ya 40 yıldır önemli bir yatırım yapılmadığını belirten Poyraz, turizme yatırım yapılmasını istedi.

Poyraz&Poyraz Yönetim Kurulu Başkanı İşadamı Mustafa Poyraz,” Ordu’ya ancak Ordulular yatırım yapar “dedi. Sağra, Çamsan, Soya’nın dışında Ordu’ya 40 yıldır önemli bir yatırım yapılmadığını belirten Poyraz, turizme yatırım yapılmasını istedi.

Fındıkta her kesimin zarar ettiğine işaret eden Poyraz,” Fındık sadece bizde yok.Artık her yerde yetişiyor.Üreticide, tüccarda, sanayicide kaybediyor”dedi.

Bir dönem medya sektörüne de giren Poyraz,” Medyada beni çok üzdüler, bir daha medya sektörüne girmem “ifadelerini kullandı.Poyraz ,bir dönem başkanlığını yaptığı Orduspor için de” Bitti” yorumunu yaptı.Yeni Haber Gazetesi’nden Şafak Deliçakır’ın yaptığı röportajda Mustafa Poyraz’ın açıklamalarından öne çıkan satır başları şöyle;

“40 YILDIR ORDU’YA YATIRIM YAPILMADI”

Ordu’da gözle görülür 3 tane büyük yatırım var. 1980’ler de ÇAMSAN, SAGRA, biride SOYA Sanayi, SOYA’da aslında ekonomik olarak Ordu’ya yapılmaması lazım. Ama politik olarak o zamanki siyasi iktidarın hammaddesinin Edirne’de olduğunu söylemelerine rağmen, yatırımı burada yapmamaları gerektiğini söyleyerek gittiler. SAGRA derseniz keza o da öyle. Ünal Bey Ordu’lu olduğu için, rahmetli babası da Ordu’lu olduğu için onlar bile şu anda İstanbul’a taşınmayı düşündüklerini duyuyoruz. İnşallah taşınmazlar. Ama bakın 1980 yani 35-40 yıldır Ordu’ya başka büyük bir yatırım yapılmadı. 3 tane büyük yatırım var. Aradan 35 sene geçmiş başka da büyük bir yatırım yok.

“YABANCI ORDU’YA YATIRIM YAPMAZ”

Ordu’da dışarıdan bir yabancı Ordu’ya yatırım yapmaz. Yine Ordu insanı, temeli, doğduğu, büyüdüğü Ordu’nun evlatları Ordu’ya yatırım yaparlar. Onun için Ordu il olarak Türkiye’de milli gelirden aldığımız pay bugün Türkiye’de 60. Sırada, kişi başına düşen gelirde de şu anda yine 60. Sıradayız. Tabi Ordu ekonomisi tarıma dayalı bir ekonomi, sanayiye müsait bir il değil. Hem Pazar olarak hem hammadde olarak olmadığı için, tarımda da yıllarca yüzde 70-80 fındığa dayalı bir sanayi, insanları mutlu etmediği için, geçinme noktasında da il olarak hep geride kaldık. Onun için Ordu’nun ekonomisini diğer illerle kıyasladığımızda bayağı bir geride olduğumuzu görüyoruz.

“TURİZME ÇOK ÖNEM VERMELİYİZ”

Son bir, iki senedir inşallah bu sıralamamızı daha yukarılara taşıyabileceğiz. Havaalanımız yapıldı, turizme de ağırlık vererek bakın turizm çok önemli Ordu için, tabi valimiz sayın İrfan Balkanlıoğlu ile Büyükşehir Belediye Başkanımız Enver Yılmaz ile sürekli görüşüyoruz. Çambaşı Yaylasının yollarının bir an önce yapılması lazım. Buralara konaklama tesislerinin de yapılması lazım. Çünkü ailelerinde gelebilmesi için gerekli. Bakın bugün Trabzon, 750 bin dolar sırf turizmden gelir sağlıyor. Bunun nedeni ise bütün yaylalarında yüzlerce konaklama tesisleri var. Araplar oraya gidiyor, yerleşiyorlar, oralardan kendilerine yurt alıyorlar. Turizm bize gelmiyordu. Daha yeni yeni gelmeye başladılar. İnşallah gelmeye de devam ederler. İşte Ordu’nun ekonomisinin büyümesi için turizme de çok önem vermeliyiz. Tabi bunun yanında tarımda çok önemli. İşte hayvancılık ve biliyorsunuz birde arıcılık var.

“FINDIKTA ÖNEMLİ RAKİPLERİMİZ VAR”

Tarımda yani fındıkta da sürekli yanlış politikalar üretiliyor. Bakınız Türkiye ile birlikte dünya genelinde 40 ülkede fındık yetiştiriliyor.

Fındıkta Türkiye’nin en önemli rakiplerinin 39 ülke arasında Azerbaycan ve Gürcistan’ın olduğunu artık bilmek lazım.  Bugün gerçekten fındıkta önemli rakiplerimiz var. Üretici temsilcileri Ziraat Odaları ve Tarım İl Müdürlüklerinin kaliteli fındık üretimi için üretici ile birlikte artık kolların sıvanması gerekiyor.

“ZİRAAT ODALARI ASLİ İŞLERİYLE UĞRAŞSIN”

Karadeniz’de son 30-40 yıla bakıldığında muazzam bir arazi parçalanması var. Her yıl miras yolu ile bu parçalanmalar haliyle devam edecek. Ancak fındıkta ki verimliliğin ve kalitenin artırılması yönünde ki çalışmaları yetersiz görmekteyiz. Çünkü üretici temsilcisi olan Ziraat Odaları ve Tarım İl Müdürlükleri bu konuda yeterli çalışmayı sağlayamıyorlar.

Fındığın risk altında kalabileceği birçok hastalık var. Bunlara karşı düzenli çalışmalar ve tedbirlerin yapılması gerekiyor. Küllenme, toksin, fındık kurdu, beyaz kelebek gibi birçok risk teşkil eden hastalıklara karşı mücadelenin elden bırakılmaması gerekiyor. Ziraat Odaları üreticiyi bilinçlendirmek yerine başka işlerle uğraşıyorlar.

Bakınız Ziraat Odalarının işini bile bugün Fındık Tanıtım Grubu (FTG) yapıyor. FTG fındık bakımı ve fındığın sorunları üzerine binlerce kitap bastırarak üreticiye dağıtıyor. Onun için üretici ciddi anlamda bilinçlenmesi gerekiyor.

“FINDIK SADECE BİZDE YOK”

Fındık bahçeleri süratle gençleştirilmeli, yaşlanmış ve verim kalitesi düşmüş bahçelerinde bir an önce kurtarılması gerekmektedir. Fındık fiyatı yükseldiğinde üretici fiyatın bir daha düşmeyeceği umuduna kapılıyor. Bu çok yanlış bir beklentidir. Çünkü fiyatı arz ve talep dengesi belirliyor. Sadece bizde fındık yok. Bakın bizimle birlikte 40 ülkede fındık üretiliyor. Ciddi rakiplerimiz oluşmaya başladı. Bunu üretici hissetmeli ve üreticiye doğru bilgiler kazandırılmalıdır.

Verimin ve kalitenin düştüğü yerde fiyatında düşmesi haliyle doğal oluyor. İşte bunu çok iyi anlatmak lazım. Bu yüzden üretici temsilcileri, spekülasyon üretmek yerine asli işlerine dönmeleri de üreticinin lehine olan bir yaklaşım olur.

“ÜRETİCİ İLE BİRLİKTE TÜCCAR, MANAV VE SANAYİCİ DE ZARAR GÖRDÜ”

Son yıllarda fındıkta üretici ile birlikte tüccar, manav ve sanayicinin de zarar gördüğünü herkes biliyor. 2014 yılından bu yana fındık fiyatlarında fındık üreticisi ile birlikte her kesimde zarar görmeye başladı. Bakın 13 ila 15 Lira arasında fındık alıp stok yapan tüccar ve manavlar bugün zarar ettiler. Çünkü 15 Lira’dan mal alıyorsun, bugün fiyat 10 Lira’ya kadar düşüyor. Bu önemli bir zarardır.

Stok yapılması üretici adına da sakıncalıdır. Çünkü fındık durdukça toksitleniyor ve kalitesi düşüyor. Fındık fiyatı yükselecek diye stok yapanlar bu konuda ciddi zararlarla karşılaşabiliyorlar. Bunun örneğini geçmiş yıllarda çok gördük. bu hataların sürekli tekrarlanmaması gerekiyor. Kalite ve verimlilik konusunda nasıl dikkatli olmamız gerekiyorsa stoklama konusunda da aynı dikkati göstermemiz gerekiyor.

“ÖNÜMÜZE ÇOK İYİ BAKMALIYIZ”

Dünya’da 1.070.405 (Ha) alanda fındık yetiştiği ve bu alanında 701.141 (Ha) Türkiye’de işte bu yüzden önümüze iyi bakmalıyız. Bugün 10 yıl ilerisini düşünecek olursak dünya genelinde fındık üretim alanı 1.070.405 Ha’dan 1.494.900 alana kadar çıkabilecek. Bu alan içerisinde ki üretim beklentisi ise bugün 870.163 ton olan fındık 2025 yılında ise 2.090.313 ton olarak tahmin ediliyor. Bu yüzden önümüze çok iyi bakmalıyız.

“ORDU’NUN DIŞINDA BAŞKA BİR İLDE TAPUM YOK”

Ben 1980 senesinde  Ulubey’den Ordu’ Merkeze geldiğimde benim tapu da kaydım yoktu. Geldik ÇAMSAN’ı kurduk, bende yönetimde bulundum. Akabinde fındık fabrikası, sonrasında entegre sanayi ve Ordu’da yatırım yapmayı arzu ettim. İşte Orduspor Başkanlığı yaptım ve 2 yılda destek verdim. Yani Ordu’yu çok seviyorum. Mesela benim Ordu’nun dışında inanın bir dairem dahi yok. Ordu ilinin dışında tapu da kaydım yok. Ne varsa işte elimizden geldiği kadar Ordu’ya yatırım yapmaya çalışıyoruz.

Neleri sevmiyorum veya hoşlanmıyorum sorunuza gelince, yalanı ve riyakarlığı asla sevmem ve de hoşlanmam. Genelde hep pozitif düşünen bir insanım. Mümkün olduğu kadar olumsuz düşünmemeye çalışırım. Olumlu düşünceler, çalışmalar ve iyi niyetle başlanan her şeyin devamında da yalan ve riya doğarsa asla affetmem. Çünkü bu şehir ortak paydamız, o yüzden hep pozitif düşünmek zorundayız.

“ORDU, BİR FIRSAT ŞEHRİ OLACAK”

Kalkınma hamlesinde genç girişimcilerimizin cesur ve kararlı olmalarını tavsiye ediyorum. Mutlaka her işin bir riski vardır. Risk göze alınmadan başarı elde edilemez. Bakın artık havaalanımız faaliyette, çevreyolumuz yapılıyor. İleriye yönelik hükümetin sunduğu projelerde bir bir hayata geçtiği vakit Ordu yatırımcılar için bir fırsat şehri olacaktır.

“MEDYA SEKTÖRÜNDE BENİ ÇOK ÜZDÜLER”

Medya sektörüne bir daha dönmeyi düşünmüyorum. Çünkü o sektörde yani medya sektöründe beni çok üzdüler. Çok yıprattılar, önem verdiğim, değer verdiğim bir sektördü. Yalnız yalan ile dolan ile ve yanlış yapılan işler nedeniyle bırakmak zorunda kaldım. Bir daha bu sektöre iş veren olarak adım atmayı pek düşünmüyorum.

“AİLE HAYATI BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR”

Mustafa Poyraz olarak ev hayatında oldukça mülayim biriyim. Çocuklarım büyüdü ve yetişti. Oğlum burada şimdi işlerimizin başında duruyor. Torunlarım mutluluk kaynağım. Onlardan aldığım haz ve keyfi hiçbir şeyden almıyorum. Sonuçta bende bir köy evladıyım. Mütevazi bir hayatı ve yaşam tarzını daha çok seviyor ve tavsiye ediyorum. en büyük keyf aldığım zamanlarda torunlarımla birlikte geçirdiğim zamanlardır. Arada sırada köyümüze gideriz. Ailece Ulubey’de bulunan köyümüzde de çok güzel vakit geçiririz. Aile hayatı benim için çok önemlidir. Çocuklarımın, torunlarımın mutluluğu benim de mutluluğumdur.

“ORDUSPOR BİTTİ”

Orduspor, elbette bütün Orduluların en büyük sevdası. Az öncede söylediğim gibi 2 yıl başkanlığını yaptığım ve süreklide destek olduğum Orduspor’un bugün geldiği nokta en büyük üzüntülerimden birisidir. Bakın artık samimiyetle söylüyorum, Orduspor bitti. Maalesef bitti. Bundan sonra yapılacak tek mantıklı şey yeni bir Orduspor takımı yapmak. Örneğin Güzelorduspor bakın çok istikrarlı bir şekilde gidiyor. Bu takımı bir üst lige çıkardıktan sonra isim değişikliği ile yeni bir Orduspor takımı yapabiliriz. Bunun içinde Büyükşehir Belediye Başkanımız zaten destek veriyor. Üst lige çıkınca da desteğini sürdürdüğü takdirde özlenen ve beklenen yeni güçlü bir Orduspor’u yeniden inşa etmek daha akılcı bir yol olur diye düşünüyorum. Aksi takdirde mevcut Orduspor’da ısrar etmeninde bir faydası kalmadı artık.