Ordu'da çoğu bina güvenli değil!

TAKİP ET

Ordu İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Cahit Duyan, “Ordu’da çok sayıda bina yeterli deprem güvenliğine sahip değil. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda 7 civarı büyüklüğünde bir deprem olması halinde İlimizde de ciddi bir hasar ve yıkım olması kaçınılmaz.” dedi.

Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen iki deprem sonrasında gözler Kuzey Anadolu Fay Hattı’na komşu olan Ordu’ya çevrildi. Ordu İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Cahit Duyan, Ordu’daki binaların depreme dayanıklılığı ve yapı stoku konusunda sorularımızı yanıtladı.

Ordu’daki binalar depreme hazır mı?

Ordu’da çok sayıda bina maalesef yeterli deprem güvenliğine sahip değil.

“ORDU’YU DA ETKİLER”

Bazı binalarımız neden güvenli değil?

Yönetmeliklere uygun tasarlanıp inşa edilmediği için güvenli değil. Bazı binalarımızın malzeme kalitesi düşük. Geçmişte ilave kat veya ilave artı çatı katı yapılan birçok bina mevcut. Bir diğer önemli faktör ise; imar barışıyla yapı kayıt belgesi alan yapılarımız var. Bunların tamamına yakını herhangi bir mühendislik hizmeti alınmadan kontrolsüz olarak inşa edilmiş yapılar. Kaçak olarak inşa edilip imar barışına başvurmayan da çok sayıda yapı olduğu unutulmamalı. Bunlar da riskli grubu oluşturuyor. Yapı üretim sürecindeki sorunlardan kaynaklı üretilen belli sayıda yeni yapılarda da deprem güvenliği yetersiz.

Kuzey Anadolu Fay Hattı, deprem olması beklenen fay hatlarından biri olarak gösteriliyor. Burada deprem olması durumunda Ordu ne oranda etkilenir?

Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda geçmişte 7 üzerinde depremler olduğunu biliyoruz. Eğer 7 civarı bir deprem olursa, Ordu ve ilçelerinin ciddi bir problem yaşayacağını öngörüyoruz.

Bunun için şimdiden önlem alınabilir mi?

1999 depremlerinin bir milat olması yönünde kamuoyunda oluşan bir yaklaşım söz konusuydu. Ancak geçen 20 yıldan fazla süreyi iyi değerlendiremedik. 1999 itibarıyla mevcut bulunan riskli yapılara bugüne kadar belli oranda yeni riskli yapı eklenmiş oldu. Bunun için yapılacak ilk şey yapı envanterini çıkarıp binaları risk durumlarına göre sınıflandırıp sonrasında yüksek riskli yapılardan başlamak üzere güçlendirmenin uygun olduğu binaların güçlendirilmesi, uygun olmayan yapıların ise kentsel dönüşüm yoluyla yıkılıp yeniden yapılması gerekmektedir.

“YAPI STOKU YETERSİZ”

Ordu’nun yapı stoku deprem güvenliği için yeterli mi?

İlimizde de çok sayıda yapının deprem güvenliği açısından yetersiz olduğu bilinmekte. Çünkü imar barışıyla yapı kayıt belgesi alan yapıların neredeyse tamamı, kontrolsüz inşaat yapılarıdır. Bunların zaten birçoğu da mevcut yapıların üzerine ilave kat yapılması şeklinde daha da riskli hale gelmiş yapılar. Zemindeki yetersizliklerin yeterince giderilmediği, uygun mühendislik çözümlerinin yapılmadığı yapılarımız mevcut. Bunların da depremde sorun yaşamaları olası. ‘2000’den sonra yapılan yapılar güvenli’ diye bir söylem var. Ancak bunların tamamı güvenli demek pek mümkün değil. Maalesef incelemelerimizde 2000 sonrası binalarda da deprem sonrası güvenli olmayan binalarla karşılaşıyoruz.

Bir binayı yaparken depreme dayanıklı olması için püf noktalar nelerdir?

Depreme dayanıklı bina yapmanın püf noktası, tüm yönetmeliklere uymaktan geçiyor. Neden yönetmeliklere tamamıyla uygun yapı üretemiyoruz dersek, yapı üretim zincirindeki neredeyse tüm halkalarda problemler mevcut. Bu problemleri gidermedikçe, yeni üretilen yapıların tamamının yeterli deprem güvenliğine sahip olduğunu söylemek mümkün gözükmüyor. Yapıların Yönetmeliklere bütünüyle uygun tasarlanıp inşa edilmesi halinde büyük ölçüde deprem güvenliğinin sağlanacağını düşünüyorum.

“KENTSEL DÖNÜŞÜM İÇİN ÖNCELİK RİSKLİ BÖLGELER OLMALI”

Ordu’da kentsel dönüşüm gerekli mi?

Ordu’da kentsel dönüşüm tabi ki gerekli. Biz yıllardan beri bunun yapılması gerektiğini her ortamda vurguluyoruz. Ordu’da maalesef kentsel dönüşüm genellikle parsel bazında bina yenileme şeklinde yapıldı. Bu doğru bir yöntem değil. Binaları tek tek yıkıp yenilemeyle düzelecek bir durum da değil. Bizim daha büyük ölçekte kentsel dönüşüm projelerine ihtiyacımız var. Kentsel dönüşümde de boş arsalara değil de insanların yoğun olarak yaşadığı riskli bölgelere öncelik verilmesi gerekli.

Vatandaşlar ev alırken nelere dikkat etmelidir?

Vatandaşın bir yapının deprem güvenliğini bilmesi pek mümkün gözükmüyor. Belli kıstaslar var. Birkaç maddeyle listeler yapılıyor ama bu da yeterli değil. Yeni bir yapı iskan belgesi almışsa, depreme güvenli diye kabul etmemiz gerekir. Ancak yapı üretim sürecindeki aksaklıklar nedeniyle bundan emin olamıyoruz. Bunun örneklerini maalesef deprem bölgesinde gördük. Daha yeni yapılmış, hatta inşası devam eden yapılar dahi yıkıldı. Vatandaşların satın alacağı konutun depreme dayanıklı olup olmayacağını anlaması için uzman bir inşaat mühendisinden destek almaları söz konusu olabilir.

İmar barışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İmar barışı çıktığı zaman çok yanlış bir uygulama olduğunu ifade ettik. Yanlış olan kısmı ise içeriğinde yapısal güvenlikle ilgili hiçbir tedbirin olmayışıydı. Yapıların güvenliği tamamen vatandaşın beyanını esas alıyordu. Bu da çok yanlış bir uygulama. O dönemdeki gözlemlerimizde bazı vatandaşlarımız binalarının kaç kat olduğunu dahi bilmezken, vatandaşa ‘benim binam depreme dayanıklıdır’ diye bir bildirimi şart koşmuşlardı. Depremde de gördük. İmar barışından faydalanan çoğu yapıların da çok ağır hasar aldığına ya da göçtüğüne şahit olduk. İmar barışından faydalanan veya başvuruda bulunmayan kaçak binaların da deprem güvenliği açısından incelenmesi şart. Türkiye genelinde imar barışı ile 7 milyonun üzerinde bağımsız bölüme Yapı Kayıt Belgesi verilmiş. Bu kadar binayı yıkmanız söz konusu olmayacağına göre binaların incelenip, deprem güvenliği açısından durumunun tespit edilerek, gerekli önlemlerin alınması yönünde bir düzenleme yapılması gerekirdi.

(Ordu Hayat Gazetesi)