Ordu Yukarı Atıyor

TAKİP ET

Kapıdan içeriye girdiğiniz de, gözünüz sola kaydığında;

“Müzik ve Sahne Sanatlar Fakültesi”  tabelası ile karşınıza çıkan bina bile Ordu Üniversitesi’nin, Ordu’nun son yıllarda yarattığı farklılık ve farkındalığa katkısını ortaya koyuyor.

Üniversite rektörü Prof. Dr. Tarık Yarılgaç’ın; “Büyük bir ivme gösteren bu farkındalılığa, yöre müziğinin katkısı ile kayıtsız kalamazdık, kalmadık” sözleri bize:

 “Ordunun dereleri,

Aksa yukarı aksa.

Vermem seni ellere,

Ordu üstüme kalksa”  türküsünü hatırlatmadı değil!

*

Önce Seyit Torun, sonra Enver Yılmaz ile çağdaş ve çevreye duyarlı belediyecilikte hatırı sayılır ölçüde yol aldı Ordu. Sonra “ne olup bittiğine” tam cevabın bulunamadığı bir süreç yaşandı ve öyle veya böyle seçilmiş Enver Yılmaz istifa ettirildi. Allah tan yerine kayyum değil, seçilmiş biri Altınordu ilçesinin çalışkan belediye başkanı Engin Tekintaş, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görevlendirildi.

İşte O Tekintaş; “tabi ki dere yukarıya doğru akmaz. Ama bu Ordulunun ne denli mücadeleci ve kararlı olduğunu gösterir” dedi.

*

Ordu’nun dereleri sadece türkülerde yukarı aksa da, Ordu’da sahilden yukarılara kadar yapılan kararlı işler, geleceğe yönelik olarak öylesine isabetli ki, ister istemez, “Tam türkülerdeki gibi” dedirtmiyor değil.

Yola çıktığımızda üzerinde arabamızın tekerlerinin kaydığı karanın, kuzeyinde kalan sahilin Trabzon kesiminin yüzde 90’ının, Giresun’un yüzde 70’inin kıyıları yok edilip, taşla doldurularak karayolu yapıldığını hatırlattıktan sonra, Engin Tekintaş’ın; “Sinop’dan Hopa’ya kadar yapılacak sahil yolu 2000’yılına doğru gündeme geldiğinde, Ordulular olarak sokaklara dökülmüş, karayolunu kapatacak eylemlerde bulunmuş ve yolun kıyılarımızı tahrip etmesinin önüne geçmek için nümayişler yapmıştık. Bende içlerinde idim. İyi ki yapmışız” dediğinde, aklıma öncelikle Trabzon’da basına 3-5 kıytırık demeç vermekten öte vardırılmayan tepkiler geldi. Sonra da; “İşte sahillerinde deniz ile karanın kumsallarla buluştuğu yüzde 90’lık Ordu, işte yüzde 10’luk sahili bile kalmadığı yetmezmiş gibi halâ doldurulmaya devam edilen Trabzon” demedim değil.

Ve de, Trabzon’da 20 yıldır “Güney Çevre Yolu” sayıklaması yapılırken, Ordu’nun güneyinden bu işin tamamını bitirmekte olduğu da…

Ordu 19 Eylül Gazeteciler Cemiyeti’nin Başkanı sevgili Erdoğan Erişen’in mükemmel organizasyonu olan Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun 17 Başkanlar Kurulu Toplantısı nedeniyle Ordu’da bulunan 80 meslek örgütünden biri olan, Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni’nin dediği gibi; “Ordu’da ayaklarını kumsalda yürüyerek denize sokarsın. Trabzon’da kayalardan atlayarak ıslanırsın!..”

Ahvalin özeti bu kadar nettir!

*

Şehir içindeki sahile vuran dalgalarda ıslanan ayakkabılarımla bastığım kumlarla birlikte Boztepe’deki 3 katlı otel için bindiğim teleferikte Trabzon’da Betontepe’ye döndürülen adaşını gel de hatırlama bakayım.  Ordu’da yamacında 3-5 köy evi bulunan Boztepe, Trabzon’da ise her yanı villalar, cami, otel, kurs binaları ile betondan tahkimata çevrilip, adı yakında şehir meclisinde Betontepe olarak değiştirilecek Boztepe…

*

Perşembe’den Ünye’ye kadar olan sahili, Korgan, Mesudiye, Gölköy, Aybastı’daki dört mevsim turizme elverişli, doğasını bozmamış onlarca tesisi ile Ordu’nun uyumlu gelişimiyle çok yakında bulunduğu coğrafyada “bir numara” olacağını söylemek hayalcilik değil, gerçeğin net ifadesidir. Çünkü gerçek, Vali Seddar Yavuz’un rakamlarla ortaya koyduktan sonra söylediği gibidir: “Görünen köy kılavuz istemez.”

*

Evet*.. Ordu, 200 bin tonluk fındık üretimini 400-500 bin tona çıkarmamakta direnme ile yanlış yapıyor olsa da, her şeyi değilse de, çok şeyleri yukarıya doğru taşıyarak Doğu Karadeniz’in yıldızı olma yolunda isabetli çalışmalarda bulunuyor.