Poyraz: TMO alımları uzatırsa fiyat düşmez

TAKİP ET

Poyraz&Poyraz Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa  Poyraz,  Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alım süresini uzatmaması halinde fındık fiyatlarının düşebileceğini söyledi.
Ordu Olay Gazetesi’ne önemli açıklamalar yapan Poyraz’ın fındık piyasasıyla ilgili değerlendirmesi şöyle;
“Bu konuyla ilgili TMO gerekli görevini yaptı. Yılsonu itibariyle hatta aralık ayı itibariyle kapatılacaktı. Ama siyasiler devreye girdi uzatılması iyi oldu. Bu uzatma fındık fiyatının düşmesini önledi. Şu anda yine aynı süreç var. Uzatılırsa iyi olur. Zaten fındık fiyatı çok düştü, 20 liraya kadar düştü. Uzatılırsa 20 liranın altına düşmez. Biraz daha toparlar yukarıya doğru çıkar. Ama uzatılmazsa 20 liranın altını da görebilir. Bence siyasiler alımı uzattıracaklar. Temmuz sonuna kadar uzayacak. Duyumlarımız o yönde.

Fiyatlar bundan 3 sene önce tamamen serbest piyasada arz talebe bırakılmıştı. Devlet alımı yoktu. Onun için fiyatlar bazen çok düşüyordu ama devlet iyi bir karar aldı. TMO’ya alım yaptırma kararı aldı. Bu fındık için çok olumlu oldu. Bundan üretici mutlu oldu. Biz ihracatçılar, fındığı satanlar mutlu oldu. Alıcı da mutlu oldu. Çünkü istikrarlı fiyat oluştu. Devlet diyor ki, ben işte 3 dolar karşılığı fındığı alacağım, fındıkta 3 doların biraz üzerinde, altında seyrine devam etti. Bu iyi bir süreçti. Aslında bundan hep mutlu olduk. Fındık fiyatları da 16 liradan 20 liraya çıktı. Müstahsil mutlu, geliri arttı. Dünyada döviz karşılığı fındığın ihracatı arttı.

Ama bu sene şöyle bir şey oldu, devlet yüzde 32 zam verdi fındığa. Bu iyi bir zamdı. Diğer tarım ürünlerinde yüzde 10 ile 15 arası zam verdi. Tayyip Bey fındığa ayrıcalık yaptı, yüzde 32 zam verdi. 16,5 liradan 22 liraya çıkardı. Bu güzel bir fiyattı. Fakat piyasa bu 22 liralık fiyatı beğenmedi. Üretici fındığı satmadı. Mesela bize gelen fındığın yüzde sekseni fındığını satmadı.

Biz tabii bu arada merak ettik. Fındıkta rekolte az dedikodusu yapanlar oldu. Bu çok önemli. Piyasada bu rekolteyi bazıları yüksek gösteriyor, bazıları düşük gösteriyor. Bu fındığa kötü yansıyor. İnsanlara yanıltıcı yansıyor. 500- 550 bin ton gibi 2020 mahsulü deklere ettiler, konuştular. Vatandaş da buna inanarak TMO’un verdiği 22 liranın üzerine çıktı fındık fiyatı. Eylül sonunda 25 liraya kadar çıktı. Üretici satmadı, ihracatçılar stok yaptı, manavlar, fabrikalar stok yaptı.

Ama burada bir gerçeği göremediler. Bu sene korona virüsten dolayı Türkiye fındık ihracatı yüzde 40 azaldı bir önceki yıla göre. Bu bir eksi yazdı. Bir de geçen seneden devir 100 bin ton fındık kaldı. Bu seneki rekolte de 650 bin ton oldu. Bu 750 bin tona tekabül etti. Şimdi 750 bin tonluk bir fındığınız var. Ama bir yıl içerisinde satabileceğiniz fındık ihracata 500 bin ton. 100 bin ton da iç tüketim 600 bin ton. 600 bin tonluk bir üretim satış var. Satabileceğiniz bir kapasite var ama 750 bin ton fındık var elimizde. Stok fazlalığı var.

O zaman fındık düşmeye başladı, 25 liradan 24 liraya, 23 liraya filan. Niye 600- 500 bin ton ihracat 100 bin ton iç tüketim, 600 bin ton ama 750 bin tonluk bir rekolte var yıl içinde ve devir ile beraber. Tabii bunu gören alıcılar fındığı yavaş aldı, az aldı, fiyatlar düşmeye başladı. Artı ondan sonra fındığın düşmesini önleyen bir şeyin ortaya çıkması lazımdı. Yeni fındığın 2021 yılı fındığın görünümü çok önemliydi. Eğer az olursa fiyatlar düşmez tekrar geri çıkar, çok olursa düşer diye.

Yeni fındık görünümü de iyi gözüktü. Mesela Batı Karadeniz'de geçen senenin iki katı gözüküyor. Geçen sene azdı bu sene 2 katı 300 bin tonun üzerinde. Doğu Karadeniz’de de iyi. Yalnız Ordu'da kısmi bir hasar oldu. 400 ila 600 metre arasında. O da 20-30 bin tona tekabül etti. Zaten bizim İhracatçılar Birliğimizin bir rekolte tahmin çalışmaları var, her sene yaptığımız. Onların ön çalışmaları var. Çiçek sayımı 800 bin ton olarak açıklandı 2021 yılı için. Don olayından fındık zarar görmedi, az zarar gördü.

800 bin tonluk bir rekolte gözükünce fındık fiyatları tekrar düşmeye başladı. Vatandaş bekledi, tüccar bekledi. Herkes şu anda fındıktan zarar etti. Müstahsil büyük zarar etti, ihracatçı zarar etti. 24-25 liraya aldığımız fındığın çoğu şu anda depolarımızda duruyor. Manav zarar etti. Bunun sebebi yanlış politika. Piyasanın yanlış algılaması. Nedir yanlış algılama? Rekolteyi 500 bin ton diyorlar, 650 bin ton olan rekolteyi. Buna ihracatçının bazısı güveniyor, köylü güveniyor, manav güveniyor. Orada bir yanlış algılanma ne oluyor ve yanlış fiyat politikası yüzünden herkes zarar gördü bundan. Bunların olmaması lazım.

Söylemek istediğim şu. Bir defa fındık konusunda üreticimiz, ihracatçımız, kırıcımız, manavımız fındık piyasası ilgili biraz bilgi olması lazım. Nedir bu bilgi yani şimdi bir manav, bir kırma fabrikası, hatta müstahsil dünyada fındık üretimi ne kadardır, tüketimi ne kadardır, bunu bilmesi lazım ki ona göre kendisine bir fiyat politikası izlemesi lazım. Ondan sonra dünyadaki kuruyemiş fiyatları bademdir, cevizdir, fıstıktır. Bunların fiyatları nedir, bizim fındığımızın fiyatları nedir? Bunları bilirse ona göre hareket eder.

Badem bugün fındığın yüzde 30-40 fiyat altında satılıyor. Badem ki Amerikan bademi dünyanın en güçlü ülkesinin bademi. Yıllarca badem ve fındık hep eşdeğer gider fiyat olarak. Çok az yüzde 5 ya fındık üstte olur ya badem. Ama bu sene badem yüzde 40 fındıktan daha ucuz satıldı. Sen şimdi bademin yüzde 40 üzerinde fiyatla satmaya kalkarsan az satarsın. Bunun da etkileri oldu.

Korana virüsün çok etkileri oldu Kesinlikle piyasanın yanlış algılanması yani yok fındık 500 bin ton yok şu, yok 30 lira olacak, bir de son Eylül ayında fındık 30 lira olacak niye 25 lira

oldu dendi TMO alım yapmadan önce. Eylül ayında 25 lira olan fındık 30 lira da olur 5-6 ay sonra dendi. Bunlar yanlış konuşmalardı hepsi yanıldı.

Rekolte çalışmalarında biz 665 bin ton olarak açıklamıştık. Tarım Bakanlığı 650 bin ton olarak açıklamıştı. İkisi aşağı yukarı aynıydı açıklananların. Rekolte aslında düşük açıklanmadı, rekolte aslında doğru açıklandı. Piyasada bazı kişiler yanlış algılama yaptı. 550 bin ton diye bazı kişiler dedikodu yaptı yok yüksek açıklandı rekolte filan diye ama değil. Bizim ihracatçılar birliğimizin tecrübeli yetkili mühendisleri var. 15 yıldır oradalar. Yapılan çalışmalara bakın hep doğruları yapmışlardır. Ben fındıkla ilgili bütün arkadaşlarıma şunu söylüyorum, İhracatçılar Birliği, Tarım İl Müdürlüğü de buna yakın yapıyor. İhracatçılar Birliği'nin yaptığı rekolteye, ikisine de inansınlar başkalarına inanmasınlar. Çünkü 15 yıldır yapıyor arkadaşlar. Bunlar tecrübeli insanlar doğru yapıyorlar.



TMO tabii her yıl alımını yapacak. Devlet kararı 10 yıl. En az enflasyon kadar fiyat verecek. Mesela benim tahminim en az 25 lira verecek bu sene. Bu tamam. Devlet onu garantiye almış. Bu çok iyi. Bu fındığın geleceği açısından çok iyi oldu. Bugün fındık üreticisi mutlu, karlı mesela. İnsanlar fındığı satmıyor. 10 ton fındık 250 bin TL. Kendi yapanlar için fındık çok iyi para, çok süper para. Ama bunu iyi yönde yönetmemiz lazım. Dış ülkelerdeki gibi fındığın verimini artıcı politikalar yapmamız lazım.

İçerde de bizim bilinçle hareket etmemiz lazım, üreticinin fındığını üretimi safhasında toprak tahlillerini, gübrelemesini, çapalamasını, fındığa zarar verecek şeyleri engellemesi lazım, iyi tarım yapması lazım yani fındıkta verim artışını sağlamak için çalışmalar yapması lazım. Onun için dışarıdaki ülkelerle ancak bu şekilde rekabet edebiliriz. Bunları yapmazsak, biz verim artışına gitmezsek dışarıda üretim çok artar. Bu da bize zarar verir yani.

Soru: En büyük fındık tüketicisi 8- 10 yıldır aynı zamanda en büyük fındık alıcısı. Türkiye'de başka yabancı firmalar da var. Yerli firmalar burada rekabet açısından bir takım sıkıntılar yaşıyorlar mı?

Türkiye fındığın yüzde 50’sini Ferrero firması ihraç ediyor. Yüzde 20'sini Olam yapıyor. Yüzde 30’u da bizim gibi firmalara kalıyor. Büyük firmalar dünyada pazarını daha çok ve kolay yapabiliyor. Yurt dışında ucuz krediye ulaşabiliyorlar ve daha düşük fiyatlara satabiliyorlar. Buda bizler gibi ihracatçıların rekabet şansını azaltıyor. Fındıkta çok büyük rekabet var. Çok az karlarla çalışan bir sektörüz. Hem iç piyasada hem de dış piyasada fiyat açısından rekabet etme şartlarımız büyük firmalara uymuyor. İşte nereye kadar gider nasıl olur bilemiyoruz yani. O konuda devletimiz herhalde bizlere yardımcı olacak.

Ama öbür taraftan fındığın üretimi açısından üreticiye faydası var. Bugün Ferrero firması ben fındığı kullanmıyorum, almıyorum derse fındığı nereye satacaksın. Yani o açıdan da faydalılar. O zaman devlet olarak bize mali destek, kredi destekleri, düşük faizli Eximbank kredileri falan bu yönlerde destek verirse bizde ayakta kalabiliriz. Ama biz bu tür destekleri alamazsak yerli firmalar daha da azalacak. Yüzde 30'dan daha da aşağılara düşecek. Fındığın üretiminde var ama ticaretinde olmayan bir tablo çıkar ortaya.

Soru: Bu sene üretici büyük oranda fındığı elinde tuttu emanete de vermedi. Ordu’da bir depo ihtiyacı var mı? Lisanslı depo gibi. Ordu Büyükşehir Belediyesine bu konuda nasıl bir görev düşüyor sizce?

Bu daha çok Tarım Bakanlığı’na, devlete görev düşüyor. Büyükşehir Belediyesi'nin böyle bir bütçesi yok. Lisanslı depoculuk yapmak fındıkçıya destek olmak konusunda bir bütçesi olmaz. Ama Tarım Bakanlığı'nın devletin tabii o konularda depolama, stoklama ve bunlar gibi hem fındığın kalitesinin bozulmaması ileride hem birden bire fındığın pazara gelmemesi, konusunda çalışmaları olabilir.

Emanet fındık almaktan mutlu değilim, satamıyorum duruyor depomda. Bize getireceğine vatandaş götürür oraya bırakır. Bizim de yükümü hafifletir. Sigortasını yaptırıyorum, firesini veriyor ama vatandaş satarken onları göze almadan günün şartlarına göre fiyat istiyor. Ama depolar olsa gidip oraya götürürler. Onlar bize fiyat verir anlaşırsak alırız anlaşamazsak almayız. Mutlaka o tür şeylerin olması lazım ama bunun Büyükşehir Belediyesi’nin değil Tarım Bakanlığı'nın işi olduğunu düşünüyorum.