Türk Fındığı Amerika'da anlatıldı

TAKİP ET

İstanbul İhracatçılar Birliği Başkanı Muzaffer Taviloğlu, Türkiye’nin bu sezon yaklaşık 300-310 bin ton bin ton iç fındık ihracat hedefini yakalayacağına inandığını belirtti.  Taviloğlu, “Yakın gelecek için yeni bir rekor olan 400 bin ton iç fındık ihracatını hedeflememiz bunun içinde üretimi artırmak maliyetleri düşürerek geleneksel pazarların dışında yeni pazarlar bularak fındık ihracatımızı artırmalıyız. Hindistan pazarını çok önemsiyoruz. Çin, büyük pazar ancak Çin’de devlet eliyle çözülmesi gereken problemler var, önceliğimiz Hindistan pazarı ve geleneksel pazarlar haricinde yeni pazarlar oluşturmak olmalı” dedi

İstanbul İhracatçılar Birliği Başkanı Muzaffer Taviloğlu, Türkiye’nin fındık ihracatında yeni pazarlara yönelik çalışmalarının aralıksız devam ettiğini, orta vadede Türkiye olarak yeni bir rekor olarak 400 bin ton iç fındık ihracatını hedeflenmesi gerektiğini dile getirdi. Taviloğlu, “Bunun için maliyetleri düşürmek üretimi artırmak yeni pazar arayışına girmemiz gerekiyor. Hindistan, Türkiye için yakın gelecekte gerekenleri yapmayı başarırsak büyük bir pazar haline gelebilir” dedi. 
Taviloğlu, “Bu sezon Türkiye olarak tüm zorluklara rağmen Avrupa’da enerji krizine ve resesyon gelişmelerine rağmen, 300-310 bin ton iç fındık ihracatımızın gerçekleşeceğine inanıyorum. Türk fındığını özellikle Hindistan pazarında daha yoğun bulundurmak için çalışmalar sürüyor” diye konuştu. Taviloğlu, ihracat pazarlarının genişlemesi adına hem İstanbul İhracatçılar Birliği’nin hem de Karadeniz İhracatçılar Birliği’nin ortak çalışmaları olduğunu dile getirdi.
TÜRK FINDIĞINI ABD’DE ANLATTI
ABD’de düzenlenen toplantıda, 680 katılımcıya Türk fındığının önemini anlattıklarını ve Türkiye’nin kaliteli fındık üretimi konusunda lider ülke olma hedefini bir kez daha vurguladıklarını ifade eden Taviloğlu, sürdürülebilirlik ve verim artışı konusunda çalışmaların anlatıldığını söyledi. Taviloğlu, badem, kaju gibi diğer yemişlerin fiyatlarında artan üretimle birlikte düşüş olduğunu ancak fındıkta durumun tam tersi olduğunu da ifade etti. 
Taviloğlu, fındığın katma değerinin artırılması konusunda yapılan çalışmalara her zaman destek olduklarını dile getirerek, “Bu konuda elbette tüm çalışmalara destek oluruz. Bu sağladığımızda ülkemize döviz girdisinin daha da artacağını biliyoruz ancak çikolata üretimi konusunda başka çalışmalar yapmak gerekir. İkisi birbirinden çok farklı alanlar. Bu konuda da tıpkı ABD’de olduğu gibi tarım ve gıda iş kollarını birbirinden ayırmamız ve her iki alanda da uzmanlaşmamız şart” diye konuştu.
ŞİLİ ETKİSİ DENGELERİ BOZDU
İhracatın geçen yıl neden azaldığını, fiyatın neden düşük kaldığını açıklık getiren Başkan Taviloğlu şunları söyledi: "Tüketim düşmedi ama Avrupa'daki stok finansman maliyeti sekiz kat arttı. Avrupalı; üç aylık mal taşıyoruz. Biz taşımayalım tedarikçi taşısın, dolaylı olarak da çiftçi taşısın” dedi. Bunun dışında bu yıl Türkiye dışındaki üretici ülkelerde rekoltelerin arttığına dikkat çeken İFMİB Başkanı, "Bu bizim pazarları bozdu. ABD'ye şirket olarak mal satamadık. Ülke olarak da satışımız az kaldı. Bizde fiyat 46 lira iken ABD'de 27 liralık fiyat oluştu. Çünkü ABD Oreon'da üretim 75 bin tona çıktı. Pazar az olunca ABD damping yaptı. Şili'de de bu sene rekolte iyiydi. Şili de rekolte her yıl on bin ton artıyor, böyle giderse birkaç yıla İtalya'yı geçecek. Onlarda hasat mart ayında başlıyor. Verim bakımından bizden 3-4 kat fazlalar. Şili'nin devreye girmesi ve pazarda söz sahibi olmasıyla bizim ihracat sezonumuz aralık ayında bitebilir” şeklinde konuştu.
FINDIKÇI HİNDİSTAN YOLUNDA
Başkan Taviloğlu,  yeni pazarlara yönelik çalışmalara değinerek, “İhracatçılar olarak, Hindistan pazarını ağırlık vereceğiz. Fındığın bu ülkede çikolata için değil ama pastane ürünleri için pazar bulabileceğini biliyoruz. İhracatçılar olarak bu ülkede Avrupa standartlarında yaşayan kesimi hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde Hindistan pazarının Türk fındığı için fırsat yaratması bekleniyoruz” diye konuştu.
TELE-ÇİFTÇİLERLE REKABET ZOR
Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) elindeki fındık stoku ile İtalya'nın rekoltesinin 2.5 katı bir güce sahip olduğunu belirten İFMİB Başkanı, "TMO aslında dünya fındık pazarını yönetecek güçte. Bizim pazarda oluşan yeni durumu gözeterek yeni bir ulusal fındık stratejisi oluşturmamız lazım." ifadelerini kullandı. Bu sözler üzerine Taviloğlu'na "Fındıkta savaş yeni başlıyor diyebilir miyiz?" diye sorduğumuzda, "Evet, farklı bir strateji lazım. Bizde üretici 'Tele-çiftçi.' Bahçesinde yaşayan üretici oranı Karadeniz'de yüzde 20-30'larda. Şehirde yaşıyor. Hasat zamanı bahçeye giriyor. Verim düşük. Bu şartlarla rekabet zor. Batı bölgelerimizde gerçek anlamda çiftçi daha fazla” uyarısında bulundu.

TMO, DÜNYA PAZARINI YÖNETEBİLİR
İtalya’nın Türkiye’den fındık ithal etmesiyle ilgili sürecin değiştiğine dikkat çeken Taviloğlu, “Bu sene, Avrupalı alıcı, eylül-ekim ayında her zaman aldığı fındığı almadı. Çünkü, ellerindeki stoku eritmek istediler ve oluşacak talebi beklediler. Bu da piyasada bir değişim yaşattı. Aslında neredeyse her zaman aldıkları miktarda fındığı Türkiye'den farklı zamanda alacaklar” şeklinde konuştu.
Lisanslı depoculuğun oldukça önemli olduğunu ancak doğru kullanım konusunda iyi tanıtım yapılması gerektiğine dikkat çeken Taviloğlu, TMO’nun dünya fındık pazarını yönetecek güçte olduğunu da ifade etti.
FINDIKTA 1 MİLYON TON ÜRETİM SAĞLAYABİLİRİZ
Taviloğlu, özellikle Karadeniz’de fındık bahçelerinde toplulaştırma yapılması gerektiğini ve üretimin de profesyonelleşmesi gerektiğini belirterek, iyi tarım uygulamalarının geleceği konusunda da ümitli olduğunu söyledi. Taviloğlu, “Türkiye rekoltesine baktığınızda son 10 yılın ortalaması 600 bin ton kabuklu olduğunu göreceksiniz. Bu, sadece yeni dikim alanlarında değil, aynı zamanda mevcut bahçelerin ıslahıyla, verimliliklerin arttırılması olacak. Samsun, Batı Karadeniz ve Güney Marmara'da iyi tarım uygulamaları oldukça yaygınlaştı ve verim de oldukça arttı. Yakın gelecekte üreticimizin 1 milyon tonları kesinlikle bulacağını düşünüyorum. Türkiye olarak fındıkta kazanımlarımızı korumalıyız. Fındıkta ülkemize giren dövizin artması için katma değerli ürünler üreterek ülkemize giren dövizi artırmalıyız. Bunun yolu, Türkiye olarak üzerimize düşeni yapmaktan, fındıkta lisanslı depoları kurmaktan, maliyetleri düşürmekten, üretimi artırmaktan, geleneksel pazarlar dışında yeni pazarlar bulmaktan geçiyor” dedi.