Bugünkü Aybastı ilçe merkezinin bulunduğu yerlere eskiden İbasdı, İbasda veya
İbassa denirmiş. Buranın Türkler tarafından fethi sırasında bir karanlık gece, ay
bulutların arasından sıyrılır ve ortalığı aydınlatır. Dolunayın sayesinde işi
kolaylaşan askerler fetih esnasında yaşananları soranlara, fetih sırasında ayın
kendilerine yardım ettiğini söylerler. "Ay bastı da orayı aldık; ay bastı, ay!" diye
sevinçlerini paylaşırlar. Bu olaydan sonra buranın adı “Aybastı” olarak kalır. Aybastı adının oluşumuna dair diğer bir efsaneye göre yörede yaşayan bir bey
vardır. Bu beyin uğruna canını verecek kadar çok sevdiği, güzel mi güzel bir çocuğu
vardır. Ancak çocuğun doğuştan belden aşağısı tutmamaktadır. Bey, çocuğuna şifa
bulmak amacıyla köy köy dolaşır ama bir türlü çare bulamaz. Sonunda ümitsizce
yine köyüne döner.
Bir gün dertli dertli otururken bir kişi gelir ve oğlunun hastalığına
İbasda’da(bugünkü Aybastı)derman olacak önemli bir zâtın olduğunu söyler. Bey
hemen çocuğunu atının terkisine atar ve düşer yollara. Az gider, uz gider; sonunda
evliyanın kapısına varır. Çocuğunun durumunu muhtereme anlatır. Beyin
anlattıklarını dikkatle dinleyen evliyanın kim olduğuna dair bir bilgi yoktur. Bu
muhterem zât; çocuğa okur, üfler ve sonunda çocuğun vücudunu yukarıdan aşağıya
doğru elleriyle ovalar. Bir süre sonra çocuk yavaşça ayaklarının üzerine basar.
Ayaklarını yere basan çocuğunu görünce bey büyük bir sevinçle: “Ay bastı! Bastı!
Yahut iyi bastı!” şeklinde bağırır. Halk,bu olayın akabinde “Aybastı” inanmaktadır.
Kaynak/ Erol Akkuş(Ordu Ünivesritesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezinden)
İbassa denirmiş. Buranın Türkler tarafından fethi sırasında bir karanlık gece, ay
bulutların arasından sıyrılır ve ortalığı aydınlatır. Dolunayın sayesinde işi
kolaylaşan askerler fetih esnasında yaşananları soranlara, fetih sırasında ayın
kendilerine yardım ettiğini söylerler. "Ay bastı da orayı aldık; ay bastı, ay!" diye
sevinçlerini paylaşırlar. Bu olaydan sonra buranın adı “Aybastı” olarak kalır. Aybastı adının oluşumuna dair diğer bir efsaneye göre yörede yaşayan bir bey
vardır. Bu beyin uğruna canını verecek kadar çok sevdiği, güzel mi güzel bir çocuğu
vardır. Ancak çocuğun doğuştan belden aşağısı tutmamaktadır. Bey, çocuğuna şifa
bulmak amacıyla köy köy dolaşır ama bir türlü çare bulamaz. Sonunda ümitsizce
yine köyüne döner.
Bir gün dertli dertli otururken bir kişi gelir ve oğlunun hastalığına
İbasda’da(bugünkü Aybastı)derman olacak önemli bir zâtın olduğunu söyler. Bey
hemen çocuğunu atının terkisine atar ve düşer yollara. Az gider, uz gider; sonunda
evliyanın kapısına varır. Çocuğunun durumunu muhtereme anlatır. Beyin
anlattıklarını dikkatle dinleyen evliyanın kim olduğuna dair bir bilgi yoktur. Bu
muhterem zât; çocuğa okur, üfler ve sonunda çocuğun vücudunu yukarıdan aşağıya
doğru elleriyle ovalar. Bir süre sonra çocuk yavaşça ayaklarının üzerine basar.
Ayaklarını yere basan çocuğunu görünce bey büyük bir sevinçle: “Ay bastı! Bastı!
Yahut iyi bastı!” şeklinde bağırır. Halk,bu olayın akabinde “Aybastı” inanmaktadır.
Kaynak/ Erol Akkuş(Ordu Ünivesritesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezinden)