Ordu Üniversitesi (ODÜ) Toplumsal Cinsiyet ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Nalan Arabacı, “Kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesinin çarpan etkisi yarattığı, ekonomik büyümeyi ve her alanda gelişmeyi hızlandırdığı defalarca kanıtlanmıştır.” dedi.
Kadının dünya ve Türkiye’deki yeri hakkında bilgi veren Ordu Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Nalan Arabacı, “Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 Cinsiyet Eşitliği Raporu göstermektedir ki, kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olabilmeleri için en az 100 yıl, erkeklerle eşit ücrete sahip olması için geçmesi gereken süre ise 257 yıldır. Cinsiyetler arasındaki farkın sadece ekonomik fırsat eşitliği konusunda azaldığını vurgulayan rapor, iş hayatına katılım konusunda dünyada kadınların oranının azaldığına dikkati çekmektedir. Bu yıl 153 ülkenin yer aldığı raporda, Türkiye 130. sırada bulunmaktadır. Şubat 2Q19’da Dünya Bankası’nın yayınladığı “cinsiyet ayrımcılığı ve buna karşı verilen mücadele” adlı raporda 187 ülke arasında ülkemiz 87.ci sıradaydı.” diye konuştu.
KADIN BÜYÜMEDE ÇARPAN ETKİSİ YAPIYOR
“Tüm bu araştırma sonuçları, kadın hakları bağlamındaki sorunların doğru teşhis edilmesini ve çözüme yönelik çalışmaların acilen hayata geçirilmesi gerektiğini bir kez daha açık bir şekilde ortaya koymaktadır.” diyen Ordu Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Arabacı, “Kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesinin çarpan etkisi yarattığı, ekonomik büyümeyi ve her alanda gelişmeyi hızlandırdığı defalarca kanıtlanmıştır. Bu nedenledir ki, sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde çok önemli rol oynayan kadınlarımızın hak ettikleri konumlara gelebilmesinde, “eğitim” öncelikli olarak ele alınması gereken unsurların başında gelmektedir.” şeklinde konuştu.
KADIN EVE KAPANIRSA TOPLUM GELİŞEMEZ
Ordu Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Arabacı, sözlerini şöyle tamamladı: “Diğer taraftan, eğitimi sadece bir meslek edindirme süreci ve ekonomik özgürlüğünü elde etme olarak ele almak son derece sığ kalan bir bakış açısı olacaktır. Çünkü eğitim aynı zamanda her bireyin daha ana rahmine düştüğü andan itibaren elde ettiği bir hak ve kendini gerçekleştirme sürecindeki en önemli yapı taşlarından birisidir. Dolayısıyla, bireylerinin yüzde ellisinin evine kapandığı, ekonominin, çalışma ve sosyal yaşamın dışında tutulduğu bir toplumun kalkınması, büyümesi, gelişmesi ve dünyada sözü geçer bir ülke konumuna gelmesi olanaklı değildir.” Kaan Özel