OAK Parti Ordu Milletvekili Av.Mustafa Hamarat KEİPA Hukuki İşler ve Uluslararası İşbirliği Komisyon Başkan Yardımcısı oldu. Hamarat Hukuki İşler ve Uluslararası İşbirliği Komisyonu 63. Toplantısı için Gürcistan’a gitti. Toplantıda yaptığı konuşmada dünyanın çeşitli yerlerinde farklı toplumsal kesimlerin her gün nefret söylemi, kutuplaşma ve ayrımcılığa maruz bırakıldığına dikkat çeken Hamarat, önemli mesajlar verdi.“Medeniyetler İttifakı Önemli Bir Adım Oldu”
Milletvekili Hamarat konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
“Farklı toplumsal kesimler dünyanın çeşitli köşelerinde her gün nefret söylemi, kutuplaşma ve ayrımcılığa maruz bırakılıyor. Popülist siyasetçiler şahsi menfaatleri için bu tehlikeli akımlara prim veriyor, bir nevi ateşe körükle gidiyor.
Sayın Cumhurbaşkanımız 2005 yılında Medeniyetler İttifakı girişimini dönemin İspanya Başbakanı Sayın Zapetero ile başlatmıştı. İttifak’ın kuruluşunun 20. yıldönümüne yaklaştığımız bu dönemde görüyoruz ki bu girişime duyulan ihtiyaç azalmadığı gibi, aşırıcılık, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, göçmen ve Müslüman karşıtlığı maalesef giderek arttı.
160 üye ile Birleşmiş Milletler’in en çok desteklenen girişimlerinden biri olan İttifak’ın savunduğu değerler bu eğilimlerin panzehridir.”“Kutsal Kitabımıza Yapılan Saygısızlıklar İfade Özgürlüğü Olamaz”
“Türkiye’nin Medeniyetler İttifakı’na verdiği desteğin temelinde bu anlayış yatmaktadır. İttifak’ın etkin, etkili ve görünür olması günümüz dünyası için önemli bir kazanımdır. BM Genel Sekreteri’nin görevlendirmesiyle dini mekânların korunmasına yönelik çabalara destek olmak amacıyla Medeniyetler İttifakı önderliğinde hazırlanan Eylem Planı, böylesine önemli bir konuda İttifaka duyulan güvenin de bir göstergesidir.
İslam’a karşı nefretin dünya genelinde ve özellikle de Avrupa ülkelerinde artması endişe vericidir. Ocak 2023'ten bu yana İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerinin Büyükelçilikleri önünde Kur'an-ı Kerim yakılarak 600’e yakın nefret suçu işlenmiştir. Son yıllarda, Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımıza, mülklerine ve camilere yönelik saldırılarda artış gözlenmektedir. Ülkemiz, tüm uluslararası ve bölgesel platformlarda ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı ile mücadeleye dair girişimleri kararlılıkla desteklemektedir.
Batı Avrupa’da kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e karşı düzenlenen menfur saldırılara ifade özgürlüğü kisvesi altında polis koruma altında müsaade edilmesi kabul edilemez. Bu saldırıların amacı Müslümanları aşağılamaktır.
BM İnsan Hakları Konseyi ve Genel Kurulu’nun kutsal kitaplara yönelik her türlü şiddet eylemini dini nefret ve uluslararası hukukun ihlali olarak değerlendiren kararları kabul etmesi önemli bir gelişmedir.”“İslam Düşmanlığı Söylemlerine Karşı Mücadeleye Devam Edilmelidir”
“Türkiye olarak bu alçak saldırıları kınayan ortaklarımızla birlikte çalışmaya hazırız. Tüm ülkeleri BM’de alınan kararlara uymaya ve bu nefret suçlarını gerçekleştirenlere karşı gerekli önlemleri almaya çağırıyoruz. Uluslararası platformlar, göçmenlerin karşılaştıkları sorunlara ilişkin farkındalığın artırılmasına daha fazla önem vermeli ve yaşadıkları zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olmalıdır. Türkiye, BM, AGİT ve İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere uluslararası ve bölgesel platformlarda İslam düşmanlığı ile mücadeleye dair girişimleri desteklemeye kararlıkla devam edecektir. İşlenen bu nefret suçlarının, devam eden Filistin-İsrail çatışması bağlamında özellikle Avrupa'da tırmandırılmasını hep birlikte engellemeliyiz.”“TBMM’de de Nefret Söylemlerine Karşı Mücadele Çalışmaları Olmuştur”
“Ülkemizde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu nefret söylemi ile mücadele hususunda önemli hükümler ihtiva etmektedir. Nefret söylemine ilişkin yasal düzenlemelerin bulunduğu kanunlardan biri de Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’dur. “Yayın hizmetleri ilkeleri” başlıklı maddeye göre; yayın hizmetleri, ırk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz; insan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez ve ırk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasi ve felsefi düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez. Christchurch saldırılarının yıldönümü olan “15 Mart” gününün BM Genel Kurulu’nda 2021 yılında “İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü” kabul edilmesi bu konudaki öncü rolümüze örnek teşkil etmektedir. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerle ortak girişimlerimiz sonucunda, kutsal kitaplara yönelik her türlü şiddet eylemini dini nefret ve uluslararası hukukun ihlali olarak değerlendiren kararlar BM’de kabul edilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu da nefret söylemi ile mücadeleye dair birçok faaliyette bulunmuştur. Kurulan alt komisyonlar nefret söylemi ile mücadele hususunda toplantılar yapmış, yerinde incelemeler gerçekleştirmiş ve raporlarında bu kavramlara yer vermiştir. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun çabası ile nefret söylemi ve ayrımcılıkla mücadelede etkinliğin artırılması, nefret söylemi/suçu teşkil eden ulusal ve uluslararası düzeydeki gelişmeler takip edilmesi ve periyodik raporlar hazırlanması, ayrımcılık ve nefret suçları ile kabahatlere ilişkin veri tabanı oluşturulması ve istatistiklerin sağlıklı bir şekilde toplanmasının sağlanması, nefret söylemi ve ayrımcılıkla ilgili farkındalığın artırılması gibi hususlar, 2 Mart 2021 tarihinde açıklanan İnsan Hakları Eylem Planında yer almıştır. 17 Şubat 2021 tarihinde kurulan Avrupa Ülkelerinde Yükselen Irkçılık ve İslamofobi İnceleme ve Araştırma Alt Komisyonu, ırkçılığın gündelik hayatın bir gerçekliği haline gelmesini engellemek ve ayrımcılığı kurumsallaştırmaya karşı çıkmak adına faaliyetlerde bulunmuştur. Yapılan çalışmalar sonucunda Avrupa ülkelerinde yabancılara ve Müslümanlara karşı kullanılan nefret söylemlerinin son yıllarda artış gösterdiği, bu söylemlerin seçim dönemlerinde daha da arttığı ve hatta ana akım siyasetin de bu söylemlerden etkilendiği, nefret söylemlerinde bulunanlara yönelik birçok soruşturmanın sonuçsuz kaldığı veya soruşturma dahi açılmadığı, Avrupa genelinde nefret söylemine dair rakamların sağlıksız ve gerçekten uzak olduğu ve bu hususta Avrupa genelinde ırkçılık, İslamofobi ve nefret söylemi ile ilgili çalışmalar yürütecek bir uluslararası organizasyonun kurulması gerektiği tespit edilmiştir. ““Türkiye Üzerine Düşen Sorumluluğu Her Zaman Yapıyor”
“Ayrımcılık ve nefret suçlarıyla etkin bir şekilde mücadele etmek için kolluk ve savcılık makamlarında çalışan personele verilen eğitimlerin önemi büyüktür. Bu çerçevede; Ülkemizde, “Nefret Suçları ile Mücadelede Kolluk Güçlerinin Eğitimi” konulu programın düzenlenmesi amacıyla Polis Akademisi Başkanlığı ile AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu (ODIHR) arasında 22 Ocak 2016 tarihinde “Yasa Uygulayıcıları için Nefret Suçlarına Karşı Eğitim Programının Uygulanması Konusunda Mutabakat Zaptı” imzalanmıştır. İnsan Hakları Eylem Planı’nda İslam ve yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtlığı ve ırkçılık gibi ayrımcılık ve nefret söylemi/suçu teşkil eden ulusal ve uluslararası düzeydeki gelişmelerin Dışişleri Bakanlığı tarafından takip edilmesi ve periyodik raporlar hazırlanması öngörülmüştür. Bu çerçevede yurtdışında yaşayan vatandaşların maruz kaldıkları ve ilgili makamlara çeşitli kanallardan ilettikleri ırkçı, ayrımcı, İslam ve yabancı karşıtlığı saiklivakalar, yurtdışı temsilciliklerince, 2012 yılı Ocakayından itibaren “Yabancı Düşmanlığı Elektronik Veri Tabanı”na işlenmekte ve ayrıca 24 Mayıs 2021 tarihi itibarıyla vakalar temsilciliklerin internet sayfalarına eklenen bir bağlantı üzerinden çevrim içi ortamda da bildirebilmektedir.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK), ülkemizde ayrımcılıkla mücadele konusunda münhasıran yetkili kurumdur. 6701 sayılı Kanun, herkesin hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada eşit olduğunu güvence altına alırken cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yaş temellerine dayalı ayrımcılığı yasaklamaktadır. Ayrıca Kurum, insan haklarının korunmasına, geliştirilmesine, ayrımcılığın önlenmesine ve ihlallerin giderilmesine yönelik çalışmalar yapmakta; kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla görev alanına ilişkin konularda özel raporlar ve rehberler yayımlamaktadır Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı da medya çalışanlarına yönelik eğitim ve el kitapçıkları hazırlayarak nefret söylemi ve ayrımcılıkla ilgili farkındalık artırıcı çalışmalar yürütmektedir. Bu kapsamda doğru sosyal medya kullanımını teşvik etmeye yönelik “Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu” yayımlanmıştır.”Milletvekili Hamarat konuşamsının sonunda ev sahibi Gürcistan Parlamentosuna ve organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür etti.
Milletvekili Hamarat konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
“Farklı toplumsal kesimler dünyanın çeşitli köşelerinde her gün nefret söylemi, kutuplaşma ve ayrımcılığa maruz bırakılıyor. Popülist siyasetçiler şahsi menfaatleri için bu tehlikeli akımlara prim veriyor, bir nevi ateşe körükle gidiyor.
Sayın Cumhurbaşkanımız 2005 yılında Medeniyetler İttifakı girişimini dönemin İspanya Başbakanı Sayın Zapetero ile başlatmıştı. İttifak’ın kuruluşunun 20. yıldönümüne yaklaştığımız bu dönemde görüyoruz ki bu girişime duyulan ihtiyaç azalmadığı gibi, aşırıcılık, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, göçmen ve Müslüman karşıtlığı maalesef giderek arttı.
160 üye ile Birleşmiş Milletler’in en çok desteklenen girişimlerinden biri olan İttifak’ın savunduğu değerler bu eğilimlerin panzehridir.”“Kutsal Kitabımıza Yapılan Saygısızlıklar İfade Özgürlüğü Olamaz”
“Türkiye’nin Medeniyetler İttifakı’na verdiği desteğin temelinde bu anlayış yatmaktadır. İttifak’ın etkin, etkili ve görünür olması günümüz dünyası için önemli bir kazanımdır. BM Genel Sekreteri’nin görevlendirmesiyle dini mekânların korunmasına yönelik çabalara destek olmak amacıyla Medeniyetler İttifakı önderliğinde hazırlanan Eylem Planı, böylesine önemli bir konuda İttifaka duyulan güvenin de bir göstergesidir.
İslam’a karşı nefretin dünya genelinde ve özellikle de Avrupa ülkelerinde artması endişe vericidir. Ocak 2023'ten bu yana İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerinin Büyükelçilikleri önünde Kur'an-ı Kerim yakılarak 600’e yakın nefret suçu işlenmiştir. Son yıllarda, Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımıza, mülklerine ve camilere yönelik saldırılarda artış gözlenmektedir. Ülkemiz, tüm uluslararası ve bölgesel platformlarda ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı ile mücadeleye dair girişimleri kararlılıkla desteklemektedir.
Batı Avrupa’da kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e karşı düzenlenen menfur saldırılara ifade özgürlüğü kisvesi altında polis koruma altında müsaade edilmesi kabul edilemez. Bu saldırıların amacı Müslümanları aşağılamaktır.
BM İnsan Hakları Konseyi ve Genel Kurulu’nun kutsal kitaplara yönelik her türlü şiddet eylemini dini nefret ve uluslararası hukukun ihlali olarak değerlendiren kararları kabul etmesi önemli bir gelişmedir.”“İslam Düşmanlığı Söylemlerine Karşı Mücadeleye Devam Edilmelidir”
“Türkiye olarak bu alçak saldırıları kınayan ortaklarımızla birlikte çalışmaya hazırız. Tüm ülkeleri BM’de alınan kararlara uymaya ve bu nefret suçlarını gerçekleştirenlere karşı gerekli önlemleri almaya çağırıyoruz. Uluslararası platformlar, göçmenlerin karşılaştıkları sorunlara ilişkin farkındalığın artırılmasına daha fazla önem vermeli ve yaşadıkları zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olmalıdır. Türkiye, BM, AGİT ve İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere uluslararası ve bölgesel platformlarda İslam düşmanlığı ile mücadeleye dair girişimleri desteklemeye kararlıkla devam edecektir. İşlenen bu nefret suçlarının, devam eden Filistin-İsrail çatışması bağlamında özellikle Avrupa'da tırmandırılmasını hep birlikte engellemeliyiz.”“TBMM’de de Nefret Söylemlerine Karşı Mücadele Çalışmaları Olmuştur”
“Ülkemizde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu nefret söylemi ile mücadele hususunda önemli hükümler ihtiva etmektedir. Nefret söylemine ilişkin yasal düzenlemelerin bulunduğu kanunlardan biri de Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’dur. “Yayın hizmetleri ilkeleri” başlıklı maddeye göre; yayın hizmetleri, ırk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz; insan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez ve ırk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasi ve felsefi düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez. Christchurch saldırılarının yıldönümü olan “15 Mart” gününün BM Genel Kurulu’nda 2021 yılında “İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü” kabul edilmesi bu konudaki öncü rolümüze örnek teşkil etmektedir. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerle ortak girişimlerimiz sonucunda, kutsal kitaplara yönelik her türlü şiddet eylemini dini nefret ve uluslararası hukukun ihlali olarak değerlendiren kararlar BM’de kabul edilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu da nefret söylemi ile mücadeleye dair birçok faaliyette bulunmuştur. Kurulan alt komisyonlar nefret söylemi ile mücadele hususunda toplantılar yapmış, yerinde incelemeler gerçekleştirmiş ve raporlarında bu kavramlara yer vermiştir. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun çabası ile nefret söylemi ve ayrımcılıkla mücadelede etkinliğin artırılması, nefret söylemi/suçu teşkil eden ulusal ve uluslararası düzeydeki gelişmeler takip edilmesi ve periyodik raporlar hazırlanması, ayrımcılık ve nefret suçları ile kabahatlere ilişkin veri tabanı oluşturulması ve istatistiklerin sağlıklı bir şekilde toplanmasının sağlanması, nefret söylemi ve ayrımcılıkla ilgili farkındalığın artırılması gibi hususlar, 2 Mart 2021 tarihinde açıklanan İnsan Hakları Eylem Planında yer almıştır. 17 Şubat 2021 tarihinde kurulan Avrupa Ülkelerinde Yükselen Irkçılık ve İslamofobi İnceleme ve Araştırma Alt Komisyonu, ırkçılığın gündelik hayatın bir gerçekliği haline gelmesini engellemek ve ayrımcılığı kurumsallaştırmaya karşı çıkmak adına faaliyetlerde bulunmuştur. Yapılan çalışmalar sonucunda Avrupa ülkelerinde yabancılara ve Müslümanlara karşı kullanılan nefret söylemlerinin son yıllarda artış gösterdiği, bu söylemlerin seçim dönemlerinde daha da arttığı ve hatta ana akım siyasetin de bu söylemlerden etkilendiği, nefret söylemlerinde bulunanlara yönelik birçok soruşturmanın sonuçsuz kaldığı veya soruşturma dahi açılmadığı, Avrupa genelinde nefret söylemine dair rakamların sağlıksız ve gerçekten uzak olduğu ve bu hususta Avrupa genelinde ırkçılık, İslamofobi ve nefret söylemi ile ilgili çalışmalar yürütecek bir uluslararası organizasyonun kurulması gerektiği tespit edilmiştir. ““Türkiye Üzerine Düşen Sorumluluğu Her Zaman Yapıyor”
“Ayrımcılık ve nefret suçlarıyla etkin bir şekilde mücadele etmek için kolluk ve savcılık makamlarında çalışan personele verilen eğitimlerin önemi büyüktür. Bu çerçevede; Ülkemizde, “Nefret Suçları ile Mücadelede Kolluk Güçlerinin Eğitimi” konulu programın düzenlenmesi amacıyla Polis Akademisi Başkanlığı ile AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu (ODIHR) arasında 22 Ocak 2016 tarihinde “Yasa Uygulayıcıları için Nefret Suçlarına Karşı Eğitim Programının Uygulanması Konusunda Mutabakat Zaptı” imzalanmıştır. İnsan Hakları Eylem Planı’nda İslam ve yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtlığı ve ırkçılık gibi ayrımcılık ve nefret söylemi/suçu teşkil eden ulusal ve uluslararası düzeydeki gelişmelerin Dışişleri Bakanlığı tarafından takip edilmesi ve periyodik raporlar hazırlanması öngörülmüştür. Bu çerçevede yurtdışında yaşayan vatandaşların maruz kaldıkları ve ilgili makamlara çeşitli kanallardan ilettikleri ırkçı, ayrımcı, İslam ve yabancı karşıtlığı saiklivakalar, yurtdışı temsilciliklerince, 2012 yılı Ocakayından itibaren “Yabancı Düşmanlığı Elektronik Veri Tabanı”na işlenmekte ve ayrıca 24 Mayıs 2021 tarihi itibarıyla vakalar temsilciliklerin internet sayfalarına eklenen bir bağlantı üzerinden çevrim içi ortamda da bildirebilmektedir.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK), ülkemizde ayrımcılıkla mücadele konusunda münhasıran yetkili kurumdur. 6701 sayılı Kanun, herkesin hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada eşit olduğunu güvence altına alırken cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yaş temellerine dayalı ayrımcılığı yasaklamaktadır. Ayrıca Kurum, insan haklarının korunmasına, geliştirilmesine, ayrımcılığın önlenmesine ve ihlallerin giderilmesine yönelik çalışmalar yapmakta; kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla görev alanına ilişkin konularda özel raporlar ve rehberler yayımlamaktadır Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı da medya çalışanlarına yönelik eğitim ve el kitapçıkları hazırlayarak nefret söylemi ve ayrımcılıkla ilgili farkındalık artırıcı çalışmalar yürütmektedir. Bu kapsamda doğru sosyal medya kullanımını teşvik etmeye yönelik “Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu” yayımlanmıştır.”Milletvekili Hamarat konuşamsının sonunda ev sahibi Gürcistan Parlamentosuna ve organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür etti.