Kabadüz Kaymakamlığına atanan Mehmet İlgen görevine başladı. Kabadüz Kaymakamı Yasin Şahin, Bayburt Demirözü Kaymakamlığına atanmıştı.
Kabadüz Kaymakamlığı görevine başlayan Mehmet İlgen’e Kabadüz Belediye Başkanı Yener Kaya hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.
Başkan Kaya, “İlçemize yeni atanan Kaymakamımız sayın Mehmet İlgen’e hayırlı olsun ziyaretinde bulunduk. Kaymakam beye çalışmalarında başarılar diliyor, ilçemize ve kendisine hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.
Kaymakam İlgen, ziyareti nedeniyle başkan Kaya’ya teşekkür etti.
Kabadüz'ün Tarihçesi
İlçenin tarihi M.Ö.8.yüz yıla kadar dayanmaktadır. Bölgede yaşayan ilk topluluk TİBAREN ve KALİB(Halib) adlarındaki topluluklardır. Bilindiği kadarı ile Kalib’lerin demircilikle uğraştıkları, bölgedeki demir madenlerini işleterek geçimlerini sağladıkları, demircilikte ilerledikleri ve işlemiş oldukları demirleri kolayca satabilmek için sahile kadar indikleri rivayet edilmektedir.
Kabadüz bölgesi tarihte birçok devletin ve beyliğin egemenliği altında kalmıştır.
Kronolojik sıraya göre:
· M.Ö.3. yüz yılda Pont Krallığı’nın
· 1142-1172 yılları arası Danişmendliler’in
· 1204-1300 yılları arası Trabzon Rum İmparatorluğu’nun
· 1344-1421 yılları arası Hacı Emiroğulları Beyliği’nin
1421’den sonra da Osmanlı Devleti’nin eğemenliği altında kalmıştır.
Kabadüz bölgesi Fatih’in babası Sultan II. Murat tarafından 1421-1451 yılları arası Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Kabadüz’ün tarihi hakkında en eski ve en geniş tarihi vesika 1455 yılında hazırlanan Canik Bölgesi’ne ait TAHRİR DEFTERİ’ dir.
Fatih Sultan Mehmet döneminde hazırlanan “VİLAYET-İ CANİK-İ BAYRAMLU ME’A İSKEFSİRVE MİLAS” başlıklı bu tahrir defterinde Kabadüz bölgesi ALİBEGECE olarak anılmaktadır.
Bu tarihi belgede Kabadüz hakkında geniş bilgi mevcuttur. Bu belgeye göre; ALİBEGECE(Kabadüz) bölgesinin 21 köyden oluştuğu, bölgede hiçbir hristiyan ve yabancı nüfusun bulunmadığı, yaklaşık 2600 nüfusunun olduğu, halkın buğday ve arpa ektiği, arıcılığın yaygın olduğu, koyun besiciliğinin yapıldığı, bölgede birçok Şeyh, Pir, Hacı, Fakih sıfatlarını taşıyan kişilerin oturdukları bu Şeyh’lerden bazılarının TIMAR SAHİBİ( devlete toprakları karşılığı asker beslemek, devlet adına savaşmak) oldukları, bölge halkının demircilikle uğraştığı, demir madenlerinin bazı köylerde işlendiğini, demir ocaklarının bulunduğunu öğrenmekteyiz.
Fatih Dönemi’nde Ordu’da sıtma hastalığının yaygınlaştığı, halkın Ordu merkezden yükseklere, yaylalara çıktıklarından bahsedilmektedir. Halkın Kabadüz üzerinden Çambaşı Yaylası’na göç ettiği, böylece Ordu merkezden ve köylerinden Çambaşı Yaylası’na gidiş-gelişler dolayısı ile Kabadüz yolu üzerinde ve yakınındaki köylerde bir canlılık meydana geldiği vurgulanmaktadır.
Cumhuriyet Tarihi’nde: Kabadüz 1925 tarihine kadar Karakiraz Köyü’ne bağlı bir mahalle olarak kalmış, 1925’te Karakiraz Köyü’nden ayrılarak “Kabadüz Köyü” adını alarak köy olmuştur. 1931 yılının Mart ayında Ordu Merkez İlçesine bağlı tam teşkilatlı bir Bucak yapılmıştır.
Kabadüz uzun yıllar bir bucak merkezi olmasına rağmen fazla bir gelişme gösterememiştir. Ancak, 1947-1948 yıllarından sonra Kabadüz’ün Bakacak bölgesinde kurşun-çinko maden arama faaliyetlerine başlanması ve bazı ocakların işletmeye açılması üzerine Kabadüz’de bir canlılık görülmeye başlamıştır.
Kabadüz 30 Aralık 1987 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile, Başköy’ün de Kabadüz’e katılmasıyla 1989 tarihinden itibaren faaliyete geçmek üzere, belediye teşkilatına kavuşarak Kabadüz Belediyesi kurulmuştur. Belediyenin kurulmasından kısa bir süre sonra 20 Mayıs 1990 tarihli 20523 sayılı resmi gazetede yayınlanan 9 Mayıs 1990 tarih ve 3644 sayılı kanun ile ilçe haline getirilmiş ve “KABADÜZ İLÇESİ” adını almıştır.
“KABADÜZ” adı verilmesinin nedeni de bulunduğu yerin coğrafi şeklinden kaynaklanmaktadır. Bir tepenin üzerinde oluşu ve tepenin üstünde hafif bir düzlüğün bulunması dolayısı ile halk arasında “kaba-düz” tam düz olmayan anlamında ifade edilmesi nedeni ile “KABADÜZ” adını almıştır.