Ordu’nun Perşembe ilçesi Medreseönü Mahallesi’nde sahil yolunun kenarındaki küçük bir çay ocağı, yıllardır binlerce insanı sadece çay içmek için cezbediyor. Bu küçük dükkanın sahibiyse, uzun saçlarıyla bir döneme damga vurmuş, çay konusundaki titizliğiyle neredeyse efsaneleşmiş bir isim: Nusret Doğan.
Tam 56 yıldır çay demleyen ve bu sürede çaydanlıktan çıkan buhar kadar hayat gören Doğan, şimdi Türkiye'de örneğine az rastlanır bir işe imza attı. Yaşarken, çay ocağının önüne kendi heykelini diktirdi.
“Ben içeride çay demlerken, heykelim dışarıda misafirleri karşılıyor,” diyor 76 yaşındaki Nusret Doğan.
Bir Demlikte Bir Ömür: Dededen Kalma Ocak, Nesilden Geçen Gelenek
Nusret Doğan’ın çay yolculuğu 1968 yılında, henüz 10 yaşındayken başladı. Dedesi ve babasından devraldığı çaycılığı, bugüne kadar aralıksız sürdüren Doğan, çayı sadece demlemiyor; onu âdeta yaşıyor. Onun için çay bir içecek değil, kültür; bir geçim aracı değil, yaşam biçimi.
Bugün hâlâ kullandığı eski tip bakır kazanında suyu fındık kabuğu közünde kaynatan Doğan, çayı özel yöntemlerle harmanlıyor. Farklı bölgelerden aldığı çayları birbirine karıştırıyor, ardından 0.25 numara özel bir elekten geçiriyor.
Toz çayı asla kullanmıyor, çünkü “tos çay çayın tadını bozar” diyor. Çayın aromasını korumak için suyun sertliğine bile dikkat ediyor. Ayrıca çay bardaklarını deterjan yerine odun külüyle yıkıyor. Bu yöntem, onun deyimiyle hem doğaya zararsız hem de mideye.
“İnsan midesine deterjan sürer mi? Küllü bardakta çayın rengi de duruşu da başka olur.”
Doğan’ın çay ocağında tek bardak çay servisi yok. Çay, yalnızca demlikle servis ediliyor. Müşteriler ya yanında birileriyle geliyor ya da iki bardak çay içmeye razı oluyor.
Saçları Kadar Uzun Bir Ün: Rekorlar Kitabına Girmişti
Nusret Doğan, çayları kadar saçlarıyla da tanınıyor. 1968 yılından beri hiç saç kestirmeyen Doğan’ın saçları bir dönem 150 santimetre uzunluğa ulaşmış. Hatta bu uzunluk onu, bir dönem Guinness Rekorlar Kitabı’na taşıyan unsurlardan biri olmuş.
Bugün saçlarının uzunluğu 76 santimetre. İlginçtir ki bu ölçü, yaşıyla birebir örtüşüyor.
Saçlarını bakım yapmadan koruduğunu söylüyor. Ne krem ne de özel yağlar... Sadece doğallık. Yıllarca saçlarını örerek dolaştı, bazen sarık gibi başına sardı, bazen sırtına saldı. Zamanla bu saçlar onun simgesi haline geldi. Bölgedeki insanlar onu "Uzun Saçlı Nusret" olarak tanıyor.
Heykelini Diktirdi: “Çaycılar da ölümsüz olur”
Nusret Doğan’ın hayatı boyunca biriktirdiği deneyim ve karakteri artık sadece kendisi değil, bir heykel de anlatıyor. Kendi çay ocağının önüne yerleştirilen heykel, Doğan’ın saçları, giysileri ve duruşuyla birebir benzeri. Ellerindeki çay tepsisiyle gelenleri karşılıyor.
“Beni tanımayanlar heykeli görünce içeri bakıyor. ‘Bu çaycı gerçek mi?’ diyorlar. Ben de ‘Gel, iç de anlarsın’ diyorum.”
Ziyaretçiler Türkiye’nin Dört Yanından Geliyor
Bugün Nusret Doğan’ın işlettiği bu mütevazı çay ocağına yalnızca Ordu’dan değil, Türkiye’nin dört bir yanından misafir geliyor. Hatta bazıları sırf onun çayını içmek için şehir dışından kilometrelerce yol yapıyor.
Sosyal medyada çayının ve saçlarının sırrı üzerine videolar viral olurken, birçok televizyon kanalı ve belgesel ekibi de kapısını çaldı.
“Çay Rize’de yetişir, Uzun Saçlı’da içilir” diyen Doğan’ın bu sözü artık dükkan tabelası kadar meşhur.
Bir İnsan, Bir Sembol: Nusret Doğan’ın Ardında Bıraktığı İz
76 yaşındaki Nusret Doğan, kendini anlatmaktan çok yaşadıklarıyla konuşan biri. Çayıyla, saçlarıyla ve şimdi de heykeliyle Karadeniz’in simge isimlerinden biri haline geldi. Yaşarken heykelini dikmesi ise onun sıra dışı mizacının sadece bir göstergesi.
Bugün Ordu’nun Perşembe ilçesinde yolunuz Medreseönü Mahallesi’ne düşerse, çay ocağının önünde size bir heykel selam verir. İçeri girerseniz, çayı hazırlayan kişi heykelin ta kendisidir. O zaman anlarsınız ki bazı insanlar gerçekten yaşarken efsane olur.
Yorumlar
Kalan Karakter: